“Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” bayrağını dalgalandırmak için ömrünü adadı: Rauf Denktaş

Şöyle bir düşünelim… Türk askeri 1974 yılında Barış Harekâtı adıyla Kıbrıs’a neden çıktı?
Dahası…
Bu harekât sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti neden kuruldu.
Soruların tek bir cevabı var:
Yıllarca…
Kıbrıs’ta iki toplumlu bir cumhuriyet idaresi olmasına karşın, o iki toplumdan biri olan Rum tarafı kendini Türk tarafına üstün gördü ve yıldırmaya yönelik inanılmaz bir baskı uyguladı.
O baskı…
Resmen mezalime dönüştü. Kıbrıs’ta yaşayan Türkler canlarını ve mallarını kaybettiler.
Bütün bu süreçte Kıbrıs Türk Halkı için mücadele veren isimlerin başında Rauf Denktaş geliyordu.
Özellikle…
KKTC’nin kurulmasından sonra dünyanın tanıdığı bir devlet olabilmesi için verilen mücadelede Kıbrıs’taki haklılığımızı yılmadan her yerde anlattı.
Rum tarafının dünyaya başka, içeriye başka konuşmalarını gözler önüne sermek için bulduğu her ortamda konuştu, anlatırken resmen dilinde tüy bitti. Rum tarafı ise hep oyaladı. Görüşüyormuş gibi yaptı.
Gerçi…
Onun bu mücadelesi sırasında Türkiye’de bir çoğumuz oturduğumuz yerden ahkâm kestik ve aramızdan “Rauf Denktaş gitmeden Kıbrıs’a barış gelmez” noktasına kadar işi götürenler oldu.
Fakat…
Dünya önderi devletlerin “Siz bir kabul ediverin, biz gerisin hallederiz” sözüne kanarak kabul ettiğimiz Annan Planı’nı, tüm sözlere karşın Rum tarafının kabul etmemesi galiba gözümüzü açtı.
Şimdi…
Kıbrıs’ta Denktaş karşıtı politikalarla işbaşına gelen yönetimler de Rauf Denktaş’ın söylediklerini tekrarlamaya başladılar.
Bütün bunlar…
Basın Kültür Sarayı’ndaki Uğur Mumcu sahnesinde dünden bugüne Kıbrıs’ı ve dünden bugüne Kıbrıs Türkleri’ni oyalayan politikaları anlatan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı dinlerken gözümüzün önünden geldi geçti.
Üstelik…
İlerlemiş yaşına karşın, bir saati aşan konuşmasını kürsüden ve ayakta yapan Denktaş’ın mücadelesine bir kez daha hayran kaldık, saygı duyduk.
Zaten…
İnsanlar boşuna efsane olmuyorlar. O tüm yaşamını “Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır” davasına adadı, bu davanın bayraktarlığını yaptı.
Bugün de yaşayan tarih olarak Kıbrıs’ta yaşananları tek tek anımsattı ve oradaki mezalimi unutmamızı engellemeye çalıştı.
Gördük ki…
Onun verdiği mücadeleyi toplum yakından izliyor ve destekliyor. Öyle olmasa, iki gün öncesinden programlanmasına karşın salon tamamen dolup taşmazdı.
Yani…
Kimileri görmezden gelmek istese bile büyük çoğunluk olan bitenin ve verilen mücadelenin farkında.