20 Mayıs 2010 günü gazetecilikte 33. yılımı geride bıraktım, 34. yıla adım attım. Olay Gazetesi’nde 20 yıl süren çalışma yaşamım ise 30 Aralık 2009 akşamı yapılan “iş akdimin feshedildiği” tebligatıyla sona erdi.
Ertesi gün…
Dostluğundan onur duyduğum arkadaşım ve meslektaşım Nuri Kolaylı’yı ziyarete gittiğimde, bilgisayarını açtı ve ekranına bakmamı istedi. Ekranda, kendi adımı ve fotoğrafımı görünce şaşırdım. Çünkü, bu sitenin sürprizi ile karşılaştım.
Sevgili arkadaşım alan adını almış, planlamasını ve tasarımını yapmış, hazırlatmış, “Boş durma, bir yandan dinlen ama bir yandan gördüğünü, duyduğunu, bildiğini yazmaya devam et ve burada yayınla” diyerek bana armağan etti.
Böyle bir gururu ve mutluluğu kaç kişi yaşayabilir ki?
Ama, onun çabalarına ve ısrarla sürdürdüğü uyarılarına karşın benim harekete geçebilmem biraz zaman aldı.
O nedenle…
Aklımdan bile geçmezken, sürpriz armağanıyla beni sanal alemde site sahibi yapan ve yazmayı sürdürmemi teşvik eden dostum Nuri Kolaylı’ya ve bu sitenin teknik altyapısı ile tasarımı için emek harcayan İnternet Gazeteciliği ve Blog Derneği Başkanı sevgili RayHaber‘in sahibi Levent Özen’e çok teşekkür ediyorum.
Bu arada…
Şu noktayı da özellikle vurgulamak istiyorum:
Bursa’da çok önemli internet haber siteleri var. İnternetteki bu geleneği de değerli dostum Nuri Kolaylı’nın sahibi olduğu www.gundem16.com başlattı.
Yanı sıra…
Yerel gazetelerin internet siteleri âdeta başlı başına haber portalı gibi çalışıyorlar. Günün her dakikasında kentte, yurtta ve dünyada olup biten her şeyi saniyesinde duyuruyorlar.
Fakat…
Bu site, bir haber sitesi olarak planlanmadı. O bakımdan hiç kimse, ya da hiçbir kurumla yarışmayacak.
Yalnızca…
33 yıllık gazetecilik geçmişimin getirdiği birikimle gözlemlerimi ve duyduklarımı aktaracağım, kimi konularda ise deneyimlerimin ışığında yorumlarımı paylaşacağım bir site olacak.
Gün içinde duyduklarımı, yorumladıklarımı burada biz bize bir ortamda yazmaya çalışacağım.
Bir anlamda…
Boş zaman bulup da tıklayan dostlar olursa, bir süreliğine buluşma noktamız olacak.
Ne zamana kadar mı? Onu da Allah bilir…
Ahmet Emin Yılmaz