Siyasette bir ilk:

Siyasette bir ilk: CHP kongre için kayyuma teslim  Siyaset ve hukuk satrancının iç içe geçtiği sürece son noktayı yargı koydu. Mahkeme eski delegelerle olağanüstü kongre için CHP Osmangazi`yi kayyuma teslim etti. Bu da, Bursa siyasetinde bir ilk oldu…

Gelişmeleri artık herkes biliyor… Yerel seçim öncesi görevden alınan CHP Osmangazi ekibi, olağanüstü kongre başvurusuna parti kurullarından cevap alamayınca yargıya gitti.

Davada karar yaklaşırken yeni kongre süreci başladı, delege seçimi ve kongre takvimi belirlendi.

O aşamada…

Davayı açanlar olağanüstü kongrenin eski delegeyle toplanması için mahkemeden “delege seçiminin durdurulmasını tedbir” istedi. Bursa Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi talebi kabul etti.

Ertesi gün…

CHP yönetimi delege seçiminin yapıldığını, askıdaki 3 günlük sürede itaraz olmadığı için de kesinleştiğini bildirince tedbir kararı kaldırıldı.

Ayrıca…

Merkez Yürütme Kurulu kararıyla belirlenen 6 Aralık’da kongre için gazeteye ilan verilip İlçe Seçim Kurulu’na da bildirildi.

••••••••••

İşte…

CHP’de siyaset ve hukuk satrançlarının iç içe geçtiği süreçte Bursa Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi davayı dün karara bağladı:

“Olağanüstü kongre isteğinin kabulüne… Eski delegelerle olağanüstü kongreyi toplamak üzere CHP Osmangazi İlçe’nin davanın açıldığı tarihten itibaren kayyuma teslimine…”

Böylece…

Siyasette hiç yaşamadığımız ve duymadığımız partinin kayyuma teslimi gerçekleşmiş oldu.

Kararı…

“Eylül ayından bu yana ilçe yönetiminin tüm kararlarının iptal edildiği” şeklinde yorumlayanlar var.

Ama…

Önce, CHP Osmangazi’yi teslim alan ve Emekli Emniyet Müdürü Mehmet Çalım, Emekli Öğretmen Nazmi Gürbüz ve CHP Osmangazi’nin eski gençlik kolu başkanı Yücel Taşkın’dan oluşan kayyum heyeti eski delegelerle olağanüstü kongre yapacak.

Gerçi…

Gelinen noktada siyasetin bir ilki olarak CHP Osmangazi kayyuma teslim edildi ama bunun hukuk mücadelesi sonunda elde edilen hukuk başarısı olduğunu da kabul etmek gerekiyor.

O başarı…

Aylardır büyük emek harcayan Osmangazi’nin eski ilçe başkanları Ahmet Memişoğulları ve Sabit Şerbetçioğlu ile Hasan İlter’e ait.

••••••••••

Buna karşın…

Temyize götürmeye hazırlanan yönetim cephesinde öncelikle “hukuk yenilgisini kabullenme” görülüyor.

Zaten doğal olan da bu.

Yeni süreçle ilgili olarak da şu yorum yapılıyor:

“Kayyumlar eski delegelerle olağanüstü kodngreyi yapacaklar. O kongreden seçilen yönetimin en kısa sürede ilçeyi olağan kongreye götürmesi gerekiyor. Eğer yetiştirirlerse Osmangazi il kongresinde temsil edilebilir.”

Ya yetişmezse?

Onun cevabı da belli:

“O zaman, il kongresinde Osmangazi temsil edilemeyebilir.”

Tabi…

Seçilen yönetimin görevden alınması olasılığı da var.

Buna karşın…

Dünkü hukuk başarısını elde eden ekip hazırlıklı:

Onlar da…

“Niğde, Balıkesir, İzmir ve Uşak’da da böyle oldu fakat il kongreleri eksik toplanmadı” diyorlar.

Kısacası…

Yönetimde Osmangazi’siz il kongresi hesabı yapılırken, karşı taraf şimdiden hazırlığa başladı.

Bir şey daha:

Mahkeme kararının içinde olan bir durum var. O da, “üye olmadıkları gerekçesiyle delegelikleri iptal edilen 100 civarında kişi” ile ilgili.

Bu durumda…

Olağanüstü kongre, delegelik iptalleri nedeniyle eksik toplanacağından, çıkacak sonucun da garantisi yok.

Yönetimin yaptığı kongre başvurusunun İlçe Seçim Kurulu’nda askıda olması da sürecin çelişkisi.

••••••••••

Son bir soru:

Muhalifler olağanüstü kongre isteğini yeterli imzayla yönetime verdiğinde “demokratik yol” işletilip kabul edilseydi ve o kongre yapılsaydı ne olurdu?

Cevap kısa:

Bunlar yaşanmazdı.

Nilüfer Barajı’na hidroelektrik santral da yapılıyor ama elektrik için salınan su nereye gidecek?

Aslında… Planlaması Doğancı Barajı ile birlikte yapılmıştı. Dönemin DSİ uzmanları, “2010’lu yıllara göre Bursa’nın geleceği ve su ihtiyacı” vizyonundan hareket ederek, Nilüfer Çayı üzerine peş peşe iki baraj yapılmasını öngörmüşlerdi.

Fakat…

80’li yılların başlarında yalnızca Doğancı Barajı inşaatına başlanabildi.

Sonrasında…

Bursa’da su sıkıntısı yaşanabileceği ve Doğancı’nın da tek başına bunu karşılayamayacağı görülünce, 90’lı yıllarda ikinci baraj projesi yeniden gündeme geldi.

1995 yılında da dönemin Başbakanı olarak Tansu Çiller tarafından, Nilüfer Çayı üzerinde, Doğancı Barajı’ndan daha yukarıda, Soğukpınar Köyü’nün hemen altında ikinci baraj olarak Nilüfer Barajı’nın temeli atıldı.

Uzun yıllar…

İkinci barajın bitirilmesi için yeterli ödenek aktarılamadığı için inşaat yarım yamalak ve yavaş sürdü.

Ta ki…

2 yıl önce Bursa’nın karşı karşıya kaldığı büyük kuraklık gündeme gelinceye kadar.

Doğancı Barajı’ndaki su seviyesinin normalin de altına inmesi, baraj tabanının ortaya çıkmasından sonra devreye giren siyasiler ağırlık koyup gerekli ödeneklerin aktarılmasını sağlayınca Nilüfer Barajı’nın uzayıp giden inşaatı acilen bitirildi, su tutması da sağlandı.

Şimdi…

Nilüfer Barajı üzerinde peş peşe iki gerdanlık gibi iki barajımız olarak Doğancı ve Nilüfer barjları Bursa’nın su konusunda en büyük güvencesi.

Eğer…

Allah korusun aksilik olur da yeniden büyük bir kuraklık yaşanırsa, Doğancı Barajı’nda su seviyesi iki yıl önceki gibi eksilirse, Nilüfer Barajı’ndan hemen leterli miktarda su salınacak ve Doğancı takviye edilecek.

Böylece…

Bursa da, iki barajı sayesinde susuzluk yaşamamış olacak.

••••••••••

Ancak…

Şu sıralar Bursa-Keles yolundan geçenler, Nilüfer Barajı’nın altında yeni bir çalışmanın başladığını görüyorlar.

Bu çalışma…

Barajın projesinde de yer alan hidroelektrik santral yapımını kapsıyor.

Hatta…

Barajdan hidroelektrik santral yoluyla elektrik üretilmesi işini, tanınmış işadamlarından Saadettin Saran’ın aldığı ve inşaatı da başlattığı konuşuluyor.

Santral yapımı bittiğinde…

Nilüfer Barajı bir yandan Bursa’nın su ihtiyacını karşılarken, diğer yandan da hidroelektrik santraldan elde edilecek elektrikle bölgenin elektrik ihtiyacı için kaynak haline gelecek.

Aslında…

Proje doğru. Temiz ve dönüşebilir enerji elde edebilmek için akarsuların değerlendirilmesi çok önemli.

Nilüfer Çayı da, üzerindeki Nilüfer Barajı da hidroelektrik santral için çok elverişli.

Ancak…

Burada kafaları karıştıran ve santralın yapımını görenlerin kaygı duymasına yol açan durum şu:

Nilüfer Barajı’nda suyun doğal şiddetinden elektrik üretilebilmesie için, barajda tutulan suyun sürekli olarak belli bir kapasitede hidroelektrik santral tribünlerine gönderilmesi gerekiyor.

Bu da…

Suyun sürekli akıp Doğancı Barajı’na ulaşması demek. Doğancı ise tutabileceği su miktarından fazla gelen suyu boşaltmak zorunda kalacağı için, ovaya sürekli olarak “ihtiyaç fazlası su” verilmesi zorunluluğu doğacak.

İnsanlar da şunları soruyorlar:

“Nilüfer Barajı’nın öncelikli görevi su tutup, Bursa’nın susuz kalmaması için gerektiğinde Doğancı Baraji’nı takviye etmekti. Elektrik üretmek için sürekli salınan su nereye gidecek? Eğer yine bir kuraklık yaşanırsa ne olacak? Bursa susuz mu kalacak?”

Çalışmalar habersiz başlayamayacağına göre, soruların cevabı vardır her halde.

İkinci üniversite ve siyasi destek

Kurulması kararlaştırılan ikinci üniversite, daha doğrusu Teknik Üniversite için ilçeler arasında yarış var.

Özellikle…

Gemlik ve İnegöl ilçeleri, ikinci üniversiteyi çok istiyorlar.

Dikkatimizi çeken şu:

İkinci üniversitenin Gemlik’e kurulması için CHP’li Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler’e en büyük destek AK Parti’li Altan Karapaşaoğlu’ndan geliyor.

Aynı şekilde…

İkinci üniversiteyi İnegöl’e istemek üzere Ankara’ya giden Türkiye Değişim Hareketi İnegöl İlçe Başkanı Ramiz Yiğit’in yanında AK Parti Milletvekili Sedat Kızılcıklı’yı gördük.

Üniversiteyi ilçelerinde isteyenlerin siyasi ayrım yapmaksızın dayanışmaları, hatta desteğin de iktidar partisinden gelmesi çok hoş bir şey.

Ama…

İktidardaki AK Parti’nin önderlik etmek yerine neden destekle yetindiğini anlamak kolay değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 25-11-2009