AK Parti Bursa İl Başkanlığı’na kimi atanacağını belirlemek ve teşkilatın eğilimini öğrenmek için önce 2 güne 200’ü aşkın partiliyle görüşmeyi sığdırdılar. Daha görüşmeler başladığında bu sayfalarda “çözüm değil, çözümsüzlük çıkar” yorumu yaptık.
Nitekim…
AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı ve Bölge Koordinatörü Enver Yılmaz ile Bursa İl Koordinatörü Hasan Ali Çelik’in yaptıkları görüşmeler isim havuzu oluşturmaya dönüştü.
Pazartesi günü ise bu kez parti dışında akademisyenler ve bazı sivil toplum örgütleri yöneticileriyle bir araya geldiler.
Sonra…
İstişareler Ankara’ya kaydı. Dün akşam AK Parti Bursa Milletvekilleri’nin görüşleri alındı.
Bugün de…
Yerel gazetelerde yer aldığı gibi istişarelerde adı geçen 10 kişi son bir görüşme için Ankara’ya çağırıldı.
Gazetelerde…
Teşkilatın önerdiği isimler arasındaki bu 10 kişiyi Genel Merkez’in daha yakından tanımak için Ankara’ya çağırdığı yolunda bilgiler yer alıyor.
Okuyunca, çağırılan isimlere bakıp düşündük.
İstişarelerde adı gündeme gelen, üstelik ilk görüşmelerde Sedat Yalçın’ın arkasından en çok önerilen ikinci kişi olan Zafer Hıdıroğlu listede yok. Hıdıroğlu’nu Genel Merkez zaten tanıdığı için çağırmamış olabilir mi?
Buna karşın…
Şevket Orhan davet edilmiş. AK Parti Genel Merkezi acaba Bursa’da Kurucu İl Başkanı olarak görev yapan ve 2002-2007 arası 23. dönem Bursa Milletvekili olan Şevket Orhan’ı tanımıyor mu?
Yine…
Nagip Vardar’dan önce il başkanlığı yapan Sedat Yalçın’la ilgili Genel Merkez’in kafasında bir düşünce oluşmamış olabilir mi?
Dahası…
Geçen hafta Osmangazi İlçe Başkanlığı görevinden alınan Tahsin Kara’nın bugün il başkan adayı olarak Genel Merkez’e çağırılması siyasi bir şaka mı?
Listeyi uzatmak, karşılaştırmalar yapmak elbette mümkün.
Bu arada…
Devlet Bakanı Faruk Çelik’in önce İbrahim Öge’ye, sonra Cennet Cankılıç’a yaptığı açıklamalar var ortada.
İki açıklamada da Bakan Çelik alışılmış siyasi üslubunun dışında çok sert cümleler kuruyor, kimi arkadaşlarına yönelik ağır eleştiriler ve sitemler dile getiriyor.
Peki…
Ne oldu da “sürece hiç karışmadığını” ısrarla vurgulayan Bakan Çelik tarzı olmamasına karşın böylesine sert açıklamalar yapıyor?
Kendisiyle bu süreçte hiç görüşmedik. Fakat iki sert açıklamasından çıkardığımız sonuç şu:
Genel Merkez operasyonu sonrası yeni il başkanı atanmasında Faruk Çelik’in tasfiyesi amaçlı bir organizasyona girişildiği inancına kapıldığı için o da açık açık “hodri meydan” çağrısı yapıyor.
Görüntü ortada…
Cumartesi günü bu sayfalarda yazdıklarımızı bugün bir kez daha tekrar etmemiz gerekiyor:
Böyle bir istişare yönteminden il başkanı belirlemek için çözüm değil, çözümsüzlük çıkar.
Nitekim…
Ankara’dan gelen haberlere bakılırsa şu an için istişarelerden yalnızca iki keskin cephe çıkmış durumda.
Sonuç da iki kişi arasına sıkışıp kaldı:
AK Parti Bursa İl Başkanlığı’na ya Sedat Yalçın atanacak, ya da Yardımcı Doçent Doktor Murat Yurtsever il başkanı olacak.
Dahası…
Sedat Yalçın adına kulis yapanların atanmayı kesin gördükleri için yönetim kurulu listesi hazırladıkları bile konuşuluyor.
Eğer…
Sedat Yalçın atanırsa, Genel Merkez’in bu tercihi Bursa’da Faruk Çelik’in tasfiyesi olarak yorumlanacak.
Buna karşın…
Murat Yurtsever atanırsa, bu kez Sedat Yalçın üzerinden Faruk Çelik’le hesaplaşma arayanlar bir kez daha mağlup olacaklar.
Doğrusu…
Yeni il başkanı arayışının, bugüne kadar pek çok kez olduğu gibi dönüp dolaşıp Faruk Çelik’in tasfiyesi tartışmasına nasıl geldiğini bir türlü anlayamadık.
Yani…
İstişareden çözüm değil, çözümsüzlük çıkacağı, hatta Bursa teşkilatı içinde belki de hiç akla gelmeyen başka gelişmelerin fitilini ateşleyeceği çok açık şekilde ortaya çıktı.
Oysa…
Bunlara hiç gerek yok. Görevdeki il başkanını ya da ilçe başkanını almayı kafasına koyan Genel Merkez yerine yeni isimleri mutlaka bulur. Daha doğrusu bulmalı.
Değiştirmek istediğini görevden alırsın, yenisini atarsın olur biter. İşi böyle uzatıp sulandırdığında, bu örnekte olduğu gibi parti içi çatışmalara yol açarsın.
Ortaya çıkan bu tuhaf durum tamamen AK Parti Genel Merkezi’nin yol açtığı bir tablo.
Nedense…
Partilerin genel merkezleri yatıştıran değil karıştıran olmayı tercih ediyorlar. Bir bakıma, önce sorunu üretip sonra çözmeye oturuyorlar ve bu yolla kendi varlıklarını herkesin başına vuruyorlar.
Bakalım cuma günü kimin adı açıklanacak, sonrasında neler olacak?