
Açıkçası… Deprem korkusuyla yaşamak hoş değil, ama gerçek de ortada. Fakat, yaşadığımız kent ve bölgede depreme duyarsız kaldığımız da gerçek.
Oysa…
Mudanya Kumyaka ve Gemlik merkezli depremler serisi daha 2 hafta önce hepimize deprem gerçeğini anımsattı.
Nitekim…
CNN Türk haber kanalında yayınlanan Emrah Çakmak’ın haberinde Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki’yi dinlerken bir kez daha korktuk.
Uzman diyor ki:
“Kuzey Anadolu fay hattının güney kolu İnegöl ve Bursa’ya gidiyor. Kuzey kolu mu önce, güney kolu mu? Bence güney kolu önce. Dolayısıyla İnegöl ve Bursa’ya çok dikkat etmek gerekiyor. Gemlik’te bin kat daha fazla büyük deprem bekleniyor. 7 bekliyorken 5 oldu, 2 fark var. Yani bin kattan küçük deprem oldu, bir kısmı kırıldı. 999’u hala diri.”
Elbette…
Bu sözler uzman öngörüsü ama hepimiz biliyoruz ki, o tehlike var. Mesele, ne yapmak gerektiğinde kilitleniyor.
Japon Uzmanı dinlerken, Kumyaka ve Gemlik Körfezi depremleri nedeniyle, 5 Aralık’taki yazımızın bir bölümünü anımsatmakta yarar gördük:
2018 Ocak ayıydı…
Dönemin Başbakan Yardımcısı olan Hakan Çavuşoğlu, uzun zamandır konuşulan Gemlik’teki deprem riski nedeniyle harekete geçti.
Amacı…
Zemini alüvyon, fay hatlarının geçtiği Gemlik’i dönüştürüp, güvenli kent olmasını sağlamaktı.
Konuyu…
Bakanlar Kurulu gündemine götürdü. Özel yasa mümkün olmayınca bu kez, Olağanüstü Hal Kararnamesi ile çözüm yoluna gidilmesi benimsendi.
Çavuşoğlu’nun girişimleriyle yayınlanan kararnamede; Gemlik’in deprem riskini ortadan kaldırmak amacıyla dönüşümünü sağlamak ve yeni yapılaşmalar için rezerv alanlar oluşturulması söz konusuydu.
Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile Orman Bakanı Veysel Eroğlu da destek verdiler.
Gelin görün ki…
Tartışmalar farklı yönlere gitti, Gemlik için hayati dönüşüm kaldı.
Kentleri tümüyle taşımak elbette mümkün değil, ama bir şey yapmak da gerekiyor.