Valilikte devlet geleneği tarzı ve Şahabettin Harput

Bursa açısından bakıldığında, yaptığı çalışmaların ve yöneldiği hedeflerin dışında Şahabettin Harput’u kent tarihine kaydettirecek iki önemli farkı var.
Birincisi…
Türkiye’de ilk kez İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevini bırakarak Bursa Valisi olmayı kabul etti. Daha değişik ifadeyle söylemek gerekirse, Bursa Valisi olmak için İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevini bıraktı. Vali tayin ederken, tayin listelerini bekleyen oldu.
Oysa…
Bürokraside müsteşarlık ulaşılabilecek en üst makamdır ve tüm bürokratların son hedefidir.
İkincisi…
Zekai Gümüşdiş’ten sonra 6 yıllık süresiyle ikinci en uzun süre Bursa Valiliği görevini o yaptı.
Bursa’yı çok sevdiğini biliyoruz. Zaten o nedenle kente değer katacak projelere yöneldi. Bunun için de Bursa’yı dünyaya tanıtacak turizm projelerini çok önemsedi.
Elbette…
Kararlarını etkileyen yanlış tercihleri de oldu. Bu da son derece doğal ve insani bir durum. Örneğin Beşiktaş maçının Beşiktaş seyircisi ile oynanmasına izin verdiğinde, ortamı ciddiye almayan o dönemin güvenlik sorumlularının kurbanı oldu.
Ama…
Cezaevindeki taraftara da, Bursa’ya sığınmak için gelen vatandaşa da elinden geldiğince yardım etmeye çalıştı, el uzattı.
Şunu açık yüreklilikle söylemek gerekiyor:
Şahabettin Harput devlet geleneğinden gelen bir valiydi.
Dün Olay’daki köşesinde meslektaşımız İhsan Aydın da yazmış. Biz de aynen katılıyoruz.
Harput’un yaş haddinden emekliliğine 5-6 ay kala merkeze alınması pek şık olmadı.
Keşke Bursa Valisi olarak bürokrasiye veda edebilseydi.