Bu işte bir tuhaflık var… Çevre üzerinden dernekler arası savaş imha hareketine dönüştü

3-4 gün kadar oluyor… Altında TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Nilüfer Kent Konseyi, kısa adı Doğader olan Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği ile kısa adı Marçep olan Marmara Çevre Platformu Bursa Bileşenleri imzaları bulunan bir basın açıklaması elimize geçti.
Bu…
Yayınlayanlarının bize göndermedikleri bir basın açaıklamasaydı.
Açıklama…
Kısa adı Gümçed olan Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği’ne çok ağır suçlamalar getiriyordu.
Gerekçe de…
Yenişehir Burcun Köyü’ne yapılacak çimento fabrikasına başlangıçta karşı çıkıp dava açan Gümçed’in, son aşamada davayı geri almasıydı.
Doğrusu istenirse…
Davadan geri çekilme haberini Bursa kamuoyuna Meydan gazetesindeki köşesinde meslektaşımız İhsan Bölük duyurdu. İhsan’ın yazısı, çok tartışılan bir tesisle ilgili gelişmelerin son durumunu gözler önüne sermesi açısından tam bir gazetecilik başarısı oldu.
Dahası…
İhsan yazısını hazırlarken, davadan vazgeçme gerekçesine yönelik çeşitli iddiaları bizzat Gümçed yönetimine sormuş, cevaplarını da yayınlamıştı.
Anımsıyoruz da…
Yenişehir Ovası ile birlikte İznik Gölü’nü de etkileyeceği varsayılan çimento fabrikasına karşı Gümçed çevresel kaygılarla ilk harekete geçtiğinde biz de o zamanlar yazdığımız Olay gazetesindeki köşemizden gelişmeleri kamuoyunun bilgisine taşımıştık.
O süreçte…
Başta Burcun olmak üzere çevre köylerden çok sayıda mektup ve telefon geldiğinde ise şaşırmıştık. Çünkü köylüler, tesise karşı çıktığımız için tepki gösteriyor ve kendi kurtuluşlarının o çimento fabrikasında olduğuna inanıyorlardı.
Biz de…
Yörede yaşayanlara rağmen yörenin çevresel değerlerini korumanın güçlüğünü göz önüne alarak konuya bir süre uzaktan bakmayı yeğledik.
Derken…
Gümçed’in davasını geri çektiği haberini İhsan Bölük’ün duyurmasıyla birlikte ortaya daha değişik bir tablo çıktı.
Örneğin…
Az önce sıraladığımız 4 kuruluşun baştan sona Gümçed’e yönelik ağır itham ve suçlamalar içeren ortak basın bildirisi bu değişik durumu gözler önüne seriyor.
Öncelikle…
Basın açıklaması metnini Bursa’daki sivil toplum örgütleri ilişkilerinde alışageldiğimiz nezaket yaklaşımlarının çok uzağında bulduğumuz için yadırgadığımızı vurgulamak istiyoruz.
Bununla birlikte…
Doğader ve bünyesinde bulunduğu Marçep, çalışma alanı olarak Gümçed’le aynı kulvarda bulunuyorlar. O nedenle aralarında rekabet ya da çekişme olmasını anlayabiliyoruz.
Ama…
Çevreci iki derneğin çekişmesinde TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve Nilüfer Kent Konseyi’nin neden yer aldığını anlayamadık.
Hadi…
Nilüfer Kent Konseyi ile Doğader arasında yöneticilerinin aynı kişiler olmaları nedeniyle yakınlık var ama TMMOB İKK’nın, çevreci bir derneğin diğer çevreci derneği yok etme saldırısında neden taraf olarak yer aldığını çözemedik.
Bu sorunun bir cevabı olsa gerek.
Biz o cevabı merak ederken, bugün TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu bir basın açıklaması daha yaptı. O açıklama ise, köylülerden gelen tepkilere cevap özelliği taşıyor.
“Tarımın içinde bulunduğu sorunların sorumlusu biz değiliz” gibisinden kaçamak yaklaşımların yanında, “başka bir çimento fabrikasının çıkarlarını korumak için Yenişehir Burcun’daki çimento fabrikasına karşı çıkıldığı” iddialarına sert bir dille cevap veriliyor.
Yani…
Anladığımız kadarıyla, bir önceki açıklamada Gümçed’e yöneltilen ithamlar, görülen o ki yöredeki köylerde yaşayanlarca aralarında TMMOB İKK’nın da bulunduğu kimi kurumlara yöneltilmiş. Yani, ilk açıklamadaki bazı iddialar, iddia sahiplerine geri dönmüş.
Yine de…
Açıklamada “Çevreyi koruma kavramı sadece adında kalmış malum derneğin…” ifadesiyle başlayan bir bölüm olduğunu da eklemek gerekiyor.
Bütün bunlara bakarak bu işte bir tuhaflık olduğunu söylemek istiyoruz.
Burada…
Gümçed’i ve yöneticilerini savunmak elbette bize düşmez ama yıllardır bu kentin çevresel değerlerini korumak adına fedakarca ve cansiperane yaptıkları çalışmaları yakından biliyoruz.
Burcu’ndan Mustafakemalpaşa’daki Marzinc’e, doğayı delik deşik eden taşocaklarından Bizans döneminden kalan surlarda açılan mermer ocaklarına, yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılmak istenen Atatürk Stadı’nın SİT kapsamına alınmasından dağ köylerindeki doğa talanına kadar pek çok konuyu gündeme ilk Gümçed taşıdı, hatta bu mücadelelerinin birçoğundan önemli sonuçlar aldı.
Şimdi Gümçed’e kızıyorlar. Neymiş, önce dava açmış, sonra vazgeçmiş.
İyi güzel de, bu eleştiriyi getirenler kendi davalarını açarlar ve açtıkları davalardan vazgeçmezler, olur biter.
Bunu yapmayıp, arkalarına ilgisiz başka kurumları da alarak imha hareketine girişmelerini doğru bulmadık.
Hele…
Bursa’yı paylaşanlara karşı el ele verip mücadele etmelerini beklediklerimizin neyi paylaşamadıklarını anlayamadığımız için, kimseyi ilgilendirmeyecek gerekçeleri kamuoyunda yok etme harekatına dönüştürmelerinden rahatsız olduk.