Teknik öğretmenlere ilk müjde Çelik`ten geldi

Teknik öğretmenlere ilk müjde Çelik`ten geldi 4 yıl meslek lisesi, 4 yıl Teknik Eğitim Fakültesi okuyup teknik öğretmen oldular… Mühendisle aynı konumdalar ama ünvan sorunları yaşıyorlar. Teknik öğretmenler için ilk adımı Bakan Faruk Çelik attı…

4 yıl Endüstri Meslek Lisesi, 4 yıl da Teknik Eğitim Fakültesi okuyup teknik öğretmen olanların sorunu gerçekten büyük.

Her yıl 19 fakülte toplam 5 bin teknik öğretmen mezun ediyor. Ama Milli Eğitim yüzde 2’sini öğretmen alıyor. Diğerleri özel sektörde iş arıyor.

Fakat…

Mühendisle aynı eğitimi alıp aynı işi yapabilmesine karşın, aynı pozisyonda iş bulamıyor. Çünkü organizasyon şemalarında teknik öğretmen diye ünvan yok.

Dahası…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İş Güvenliği Uzmanı eğitiminde iki yıllık yüksek okul mezunları uzman olabilirken, 4 yıl fakülte okuyan teknik öğretmenler eğitim elemanı kalıyor.

Bütün bunları…

“Eğitim verip eleman yetiştiriyoruz, sonra da yararlanmayıp çöpe atıyoruz” başlığıyla 20 Nisan günü paylaştık.

Sonrasında…

Dönemin Çalışma Bakanı olarak Faruk Çelik’in “Yazınız sayesinde konudan haberdar oldum” deyip yanlışın düzeltilmesi talimatı verdiğini ve hükümet gündemine getireceği sözünü de 23 Nisan günü aktardık.

Son gelişmeyi…

Daha doğrusu, çözüme yönelik ilk müjdeyi Teknik Eğitim Vakfı Bursa Şubesi Başkanı Fahri Yıldız bildirdi:

“Sayın Faruk Çelik ayrılmadan önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki yönetmeliğin değiştirilmesini sağlamış. Yeni bir taslak hazırlandı. Teknik öğretmenler artık iş güvenliği uzmanı olabilecekler.”

Beklentisi şu:

“Verdiği sözü tutan Sayın Çelik’e teşekkür ediyoruz. Ünvan sorunu için hükümette de desteğini göreceğimize inanıyoruz.”

Bursa ses verdi: Sesini yükseltmeyen siyasetçiyi unutmayız

Çağrıyı pazar günü “Gelin birlik olup sesimizi duyuralım, büyük rüya eksik kalmasın” başlığıyla yaptık.

Nedeni…

Son dönemin en büyük otoyol projesi olan İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu kapsamında İzmit Körfezi geçişi köprüsünün, demiryolu çıkarılarak ihale edilmesiydi.

Bu eksiklik…

İstanbul-Ankara hızlı treninin daha kısa ve uygun güzergah olarak Bursa’dan geçmesini de, ileriye yönelik hazırlanan İstanbul-Bursa-İzmir ve İstanbul-Bursa-Kütahya-Antalya hızlı tren projelerini de olumsuz etkiliyor.

Çünkü…

Köprü bir kere yapılıyor. Sonradan yanına demiryolu için yenisini yapmak kolay değil.

Dahası…

Bu konuyu Bursa’nın gündemine İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Necati Şahin getirdi. Araştırmalarını ve çok önemli tespitlerini kamuoyuyla paylaştı.

İhale sürecine girilirken herkesi uyardı.

Bizler de takipçisi olduk, atılan adımları yakından izlemeye ve sütunlarımızdan aktarmaya çalıştık.

Dahası…

“Gelin birlik olalım” çağrısının kapsamını genişletip, Bursalılar’ın yanısıra, İzmir, Balıkesir, Kütahya ve hatta Antalya’nın da el ele olması gerektiğini savunduk.

Dün de…

Olay’daki köşesinde dün meslektaşımız, arkadaşımız İhsan Aydın da bu projenin önemine değindi, o da İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Necati Şahin’in tanıklık ettiği çırpınışlarını anımsattı.

••••••••••

Çağrıya ilk duyarlı ses Bursa’dan geldi.

Kısa adı STDD olan Salı Toplantıları Düşünce Derneği adına Basın Sözcüsü Kamil Goral açıklama yaptı.

Goral, biraz da teknik adam gözüyle gelişmeyi “hem Bursa’ya, hem ülkemizin batısındaki kentlere yapılan haksızlık algısıyla başından beri yakından izlediklerini” ifade ettikten sonra şunu vurguladı:

“Başta konuyu defalarca kamuoyuna taşıyan siz olmak üzere, tüm yasal platformlarda mücadele başlatarak sürdüren İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Necati Şahin’i ve Bursa’ya haksızlık yapıldığını söyleyen sivil toplum örgütlerini unutmayacağız.”

Devamı çok çarpıcı:

“Başkentte, bu tarihi yanılgıda emeği olanları da, Körfez Geçişi Projesi’ndeki demiryolu platformu iptal edilirken sesini yeterince yükseltmeyen Bursa siyasetçisini de Bursa unutmayacak.”

Ardından…

“Bursa’daki iktidar temsilcileri de, muhalefet temsilcileri de bunu halka izahta zorlanacaklar” deyip, STDD adına şu tespiti yaptı:

“Bize göre, 2007 seçimleri sonrası demiryolu projesine odaklanacaklarını söyleyen milletvekillerimizden de beklenen performans alınamadı.”

Bu noktada…

Körfez Köprüsü’ne demiryolu şeridi yapılması halinde Ankara-İstanbul hızlı tren hattının 50-55 kilometre kısalacağını, güzergah itibariyle maliyetinin düşeceğini, Bursa-Kestel-Yenişehir hattıyla Yenişehir Havaalanı’nın da işlerlik kazanacağını, İstanbul’u Bursa’ya daha da yakınlaştıracağını belirttikten sonra şu görüşü açıkladı:

“Her ne kadar ekonomik kriz mevcut demiryolu projesini hayata geçirmeye izin vermese de, Körfez Geçişi yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacağı için bunu ekonomik kriz ya da kaynak yetersiezliğine bağlamak inandırıcı değil.”

Bir gerçeğin altını çizdi:

“Bursa her iktidar döneminde topladığı verginin, Hazine’ye akıttığı kaynağın karşılığını kente yeterince döndüremiyor. İzmir, İstanbul ve Ankara’yı raylarla hızlı bir şekilde Bursa’ya bağlayacak bu büyük proje de maalesef çok görüldü.”‘

Önerisi ve bakışı şu:

“2×1 demiryolu hattının getireceği maliyet artışı devlet tarafından finanse edilebilir. Bu projenin maliyet artışı, gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin elde edeceği ekonomik ve sosyal yararın karşısında belirleyici olamaz.”

Sonra da…

“Çağrınıza Salı Toplantıları Düşünce Derneği olarak gönülden katılıyoruz” dedikten sonra şunları söyledi:

“Susan, sessiz kalan ve tepki vermeyen bir kent görüntüsü Ankara’daki bürokrasi ve karar verici siyasileri rahatlatıyor.”

O da çağrı yaptı:

“Onun için, topyekun tepki çağrınızı önemsiyoruz. Sivil toplum örgütlerini açık destek vermeye çağıırıyoruz. Siyasi otoriteyi, milletvekillerimizi, yerel siyasetçilerimizi, bakanımızı Bursa’ya destek vermeye çağırıyoruz. Harekete geçmeliler, geçmeliyiz.”

••••••••••

Kent adına duyarlı sesler çok önemli.

Umarız…

Bu duyarlı sesler Ankara’dan da duyulacak kadar çoğalır ve yükselir.

Yeter ki, bizler birlik olmayı ve el ele vermeyi başaralım.

Okul müdürüne haksız ceza

Türk Eğitim-Sen 2 nolu Şube Başkanı ve Kamu-Sen Başkanı Selçuk Türkoğlu sakin ve uzlaşmacı kişiliğiyle, görev alanı milli eğitimin yanı sıra kent konularına da son derece duyarlıdır.

Görüşlerini ve bildiklerini Kent gazetesindeki köşesinden paylaşır. Dün çok ilginç bir cezalandırma açıkladı.

Anlattığına göre…

Gazi Anadolu Lisesi Müdürü Cafer Genç, geçirdiği soruşturmanın sonunda müdürlük görevinden alınıp Yıldırım Bayezıt Lisesi’ne öğretmen olarak atanmış.

Türkoğlu bilgiyi verdikten sonra Genç’i tanıtıyor:

“28 yıllık meslek hayatının 21 yılı idarecilikle ve son 15 yılı Gazi Anadolu Lisesi Müdürü olarak geçmiş bir eğitim insanı.”

Dosyasının sayısız takdir ve teşekkürle dolu olduğunu, Milli Eğitim’deki tüm çalışma komisyonlarında görev aldığını anlattıktan sonra Aydınlar Ocağı Başkanı olduğunu da ekliyor.

Görevden alınma gerekçesini şöyle açıklıyor:

“…2007 yılında 26 öğrencinin devamsızlıklarının usülsüz olarak düzeltilmesi iddiası. Yani, devamsızlıktan sınıfta kalması gereken çocukların devamsız birkaç günlerinin silinmesi.”

O çocukların şimdi üniversitede olduğunu da ekliyor.

Doğrusu…

Cafer Hoca’nın alınış gerekçesi bizim de aklımıza yatmadı.

Okul müdürlerinin görevi öğrencilerin sınıfta kalmasını sağlamak değil, hayatın yolunu açmak.

Böyle bir suçlama, bir okul müdürüne ancak onur olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 23-06-2009