Milli görüşün siyasal iletişimine revizyon Çiçeği burnunda genel başkanı Numan Kurtulmuş’u dinlerken, Milli Görüş’teki strateji değişikliği ve siyasal iletişim revizyonunu farkettik.
SP artık, AK Parti dahil kimseyle kavga etmeyecek, bölen de olmayacak…
Numan Kurtulmuş uzun yıllardır Milli Görüş ekolünde Erbakan’ın veliahtı olarak görülür. Hatta, Kurtulmuş’un liderliğiyle Saadet Partisi’nin şahlanacağına inanılır.
Fakat…
Erbakan’ın Recai Kutan tercihi ve ısrarı nedeniyle Numan Kurtulmuş kadroların tüm isteğine karşın lider pozisyonuna gelemedi.
Ta ki…
Son kurultaya kadar. Kutan ısrarla bırakmak isteyince, Numan Kurtulmuş beklenen şekilde Saadet Partisi Genel Başkanı oldu.
Geçen yıl SP Genel Başkan Yardımcısı ünvanlı Numan Kurtulmuş’la Olay Televizyonu’nda program yapmıştık. Birikimli, düşündüğünü rahat ifade edebilen ve söyleyecek sözü olan bir siyasetçiyle program yapmanın keyfini yaşamıştık.
Dün…
Genel başkan seçildikten sonraki Numan Kurtulmuş’u dinledik.
Bir kere daha gördük ki…
Bilgi birikimiyle konulara tam bir ideolog olarak yaklaşıyor. Bağıran çağıran siyasetçi tipinden değil. Son derece rahat bir görünüm sergiliyor. Sakin bir ses tonuyla ve çok yüksek tempoda konuşuyor. Ne söylediğini iyi biliyor. Sorulara cevap verirken entellektüel yanını da öne çıkarıyor.
••••••••••
Genel değerlendirmelerinin ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’a şunu sorduk:
“İdeolojilerin geri planda kaldığı, halkın yoksulluk ve refah beklentileriyle iktidarların şekillendiği bir süreçteyiz. Sizin siyaset yaptığınız kulvarda, önünüzde büyük bir kütle var. Bunu nasıl aşacaksınız?
Sorumuzla…
Saadet Partisi’nin siyaset ürettiği Milli Görüş kaynağını kendisine çekirdek taban haline getirip yüzde 47 ile iktidara ulaşan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne karşı nasıl bir siyaset izleyeceklerini öğrenmek istedik.
Buna karşın…
Kurtulmuş cevabını ideolojilerin sona ermediği üzerine kurdu. Dünyanın paradigma iflasıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. “Alternatif düşünceye ihtiyaç var” dedikten sonra, “İdeolojilerin sonuna gelindiğini söyleyenlerin sunduğu ekonomik sistem başarılı olsaydı bize ihtiyaç olmazdı” yaklaşımını gösterdi.
Dünyada, Firavunlar dönemi dahil hiçbir zaman bu kadar yoksulluk olmadığını, neoliberal politikaların battığını, küçük balıkları büyük balıkların yuttuğu ve ayakta kalanın yaşamını sürdüreceği dönemin bittiğini vurguladı.
Şunu ekledi:
“Kimseyle kavga etmeden, kimseyle çatışmadan, insani değerlerimizi küresel değer haline getirmek hedefimiz.”
Ardından…
Yaptığı genel değerlendirmede “Anadolu’da haraket başladı” demesinden yola çıkarak, “bu hareketin nereden nereye olduğunu” sorduk.
Cevap verirken geniş bir tablo çizdi:
“22 Temmuz’da bir tek soru seçmenin önüne kondu: Eşinin başı örtülü eşi cumhurbaşkanı ister misiniz? Millet, sorun yok cevabı verdi.”
Şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanını millet seçsin mi diye soruldu, ona da evet cevabı alındı. Başörtüsü yasağını kaldırmak için Meclis’in yüzde 80’inin oyuyla anayasa değişikliği yapıldı.”
Kendi pozisyonlarını işaret etti:
“Anadolu’yu sürekli geziyoruz. Yalan söylüyorsunuz, haksızlık ediyorsunuz diyen kimseyle karşılaşmadık. ‘Doğru söylüyorsunuz ama…’ diyorlar. Saadet Partisi geniş tabana açıldı, milletin önünde ‘ama…’ deme engeli kalmadı.”
••••••••••
Sonrasında…
Gazeteci arkadaşlarımız da ilk sorumuzun hedefini oluşturan SP-AK Parti vurgusunu ve yarışını irdeleyen sorular yönelttiler.
Cevaplar verirken çok dikkatli bir üslup kullandığını gördük.
Özellikle…
Bir takım çevrelerin beklentilerine karşın, izleyecekleri stratejiyi ortaya koyarken şunu söyledi:
“Parlamento aritmetiğini değiştirme hareketi içinde olmayacağız. Bölen değil, toparlayan olacağız.”
Çok önemsediğimiz bu cümlenin ardından mesaj içeren bir şey daha söyledi:
“Katı olmayacağız. Yalnızca karşı çıkan da olmayacağız. Şartlar ne gerektiriyorsa öyle davranacağız.”
Yeni strateji sinyalleri verirken “Dün dünde kaldı, bugün yeni şeyler söylemek lazım” sözünün altını çizdi.
“Harun gibi gelip, Karun gibi olmayacaklarının” sözünü verdi.
Ayrıca…
Kendilerine hiçbir partiyi rakip almadıklarını söylemekle birlikte, iktidar partisi içine mesaj gönderme gereği duydu ve “Şu an iktidar partisi içinde olan arkadaşlarımızın bile memnun olduklarını sanmıyorum” dedi.
Sonra da…
Çalışma alanlarını tanımladı:
“Yüzde 2.5 gibi çok sağlam bir yapı, yüzde 47 gibi her an oy alabileceğimiz bir taban ve yüzde 80 gibi fikirlerimize açık bir seçmen var.”
••••••••••
Toplantıdan çıkarken kafamızda şu oluştu:
Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet Partisi, geçmişin kavgalarını, karşı çıkmalarını ve suçlamalarını bir kenara bırakmayı, herkese açılmayı planlıyor.
Bunun içinde, AK Parti ile olan çatışmalar da var.
Siyasal iletişim stratejisinin değişmesini en önemli hedef haline getiriyor.
Bu da biz de…
Kurtulmuş’un, alışılmış Milli Görüş siyasetinde çok ciddi bir revizyona gireceği izlenimine yol açtı.
Çıkışta…
Bursa siyasetinin en hareketli, en üretken ve en başarılı il gençlik kolu başkanı gördüğümüz Ali Mollasalih ile birlikte SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’la anı fotoğrafı için poz verdik.
Saadet ilk 4 adayı açıkladı
Saadet Partisi Genel Başkanı seçildiği kurultayın ardından ilk yurt gezisini Bursa’ya yapan Numan Kurtulmuş, dün sabahki basınla sohbet buluşmasında soluna Bursa kökenli bir siyasetçi olan Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sünnetçioğlu’nu, sağına İl Başkanı Hilmi Tanış’ı aldı.
Sözlerine de…
Gece Yıldırım Belediyesi Yavuz Selim Spor Kompleksi’ndeki teşkilat toplantısında yaptığı aday açıklamasını anımsatarak başladı.
Böylece…
29 Mart 2009’da yapılacak yerel seçimlerde sandık yarışına girecek dört SP adayı kesinleşmiş oldu.
Buna göre…
Yıldırım’da Ayhan Özbek’in, Nilüfer’de Fikret Serkan’ın, Gemlik’te Recep Aydın’ın ve İznik’in Boyalıca beldesinde Ali Çiloğlu’nun aday olarak çalışmaları için süreç başladı.
Adaylardan Özbek ve Serkan 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde SP’nin Yıldırım ve Nilüfer adayı olarak yarıştılar. O seçimde Büyükşehir adayı olan Selim Terzioğlu da dün sabahki toplantıdaydı.
Ancak…
Adaylığının açıklanmaması, Büyükşehir için Saadet’in daha farklı ve dışarıdan aday için çalıştığı şeklinde yorumlandı.
DP kurultayına Yaşar damgası
Demokrat Parti-Adalet Partisi-Doğru Yol Partisi ve yeniden Demokrat Parti olarak devam eden siyasi misyonu diğer siyasi hareketlerden ayıran bazı farklılıklar var.
Örneğin…
Ne olursa olsun, seçimde ne kadar oy alırsa alsın, bu misyondaki siyasi hareket kitle partisi özelliğinin dışına çıkmıyor.
Çünkü…
Belli bir seçmen tabanına sahip olduğu düşünüldüğü için, her an toparlanıp yeniden çıkış yapabileceğine inanılıyor.
Öyle ki…
Sürekli kendi siyasetçisini yetiştirdiğinden, iç bünyedeki çatışmalar bile ekip yenilenmesi olarak yansıyor.
Siyasette “en çok siyasetçi yetiştirten parti” görünümüne yol açan bu durumdan bir de “en usta siyasetçileri barındıran parti” imajı doğuyor.
Nitekim…
Dün başlayan kurultayı da yine bu özellikleriyle kamuoyuna yansıyor ve tüm siyaset camiası tarafından da izleniyor.
DP kurultayının ilk gününde genel başkan seçimi vardı. Süleyman Soylu ikinci kez seçim kazanan lider oldu. Kurultayda bugün de Genel İdare Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ve Merkez Karar Kurulu seçimleri var.
Ancak…
Bize göre kurultaya damgasını dün, DP Bursa İl Başkanı Füsun Yaşar vurdu. Bizzat Soylu tarafından Birinci Başkanvekili olarak kurultay divanında görevlendirilen Yaşar, tüm parti teşkilatlarının önünde çok başarılı bir görev yaptı.
Bu da…
Füsun Yaşar’ın siyasi geleceği için çok önemliydi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 16-11-2008