Savaşı kimse istemez, halk da istemiyor zaten

Bir zamanlar savaşlar yaşam biçimi algılanır, ekonominin can damarı olurmuş. Bazen fetih arzusu yine canlanıyor ama savaşların yıkım demek olduğu artık tartışılmıyor bile.
Bu noktada…
Suriye ile ilgili gelişmelere bakarak şunu söyleyenler çıkabilir:
“Suriye bize yönelik terör hareketlerini destekleyip örgütledi, savaş uçağımızı düşürdü, topraklarımıza top mermisi attı… Daha ne olsun?”
Aslında…
Bunların hepsi normal zamanlarda savaş gerekçesi olacak olaylar.
Gelin görün ki…
Suriye’de başlayan halk hareketlerinin bölge coğrafyasını değiştirmeye yönelik amaç taşıdığını artık herkes biliyor. Bir yanda bu kararı veren dünya etkinlerinin beklentileri var, diğer yanda komşu ülke duyarlılığı duruyor.
Türkiye tam anlamıyla iki ateş arasına sıkışıp kalmış durumda. Adeta buz üstünde siyaset yapılıyor. Ama diplomasi de bunun için var elbette.
Evet…
Suriye bize yönelik terörü azdırdı. Uçağımızı düşürdüğü de gerçek. İkidir Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine top mermisi attığını, son merminin 5 canımızı aldığını da eklemek gerekiyor.
Ne var ki…
Dönüp baktığımızda Türkiye’nin Suriye’ye dalıp intikamını alırken Esat rejimini temizleyivermesini isteyen bir cephe görüyoruz. Özellikle Batı’dan yapılan açıklamalarda “saldırının kabul edilemez olduğu” açıklamalarında Suriye’ye girmemizi isteyen duygular hemen belli oluyor.
Doğrusu istenirse…
Türkiye savaştan kaçacak bir ülke değil. Türk halkı zaten asırlardır savaştan kaçmamış. Suriye’nin de bir ucundan girer, diğer ucundan çıkıp gider.
Fakat…
Kimin için ve ne için savaşacağız? Suriye’de rejimin değiştirilmesi bizim sorunumuz da, işimiz de değil.
O nedenle…
Türk halkı savaşa hayır diyerek önceki akşamdan beri sesini yükseltiyor. Kimse savaş istemiyor. Hele başkasının savaşı için kimse külhanbeylik yapmamızı desteklemiyor.
Tamam…
Büyük devlet olmanın yolu kendini kabul ettirmekten ve büyük davranmaktan geçiyor. Ama iş Ortadoğu’da söz sahibi olmamıza gelince herkes karşımızda.
Irak’ta Saddam sonrası toplantılarının yapılırken masada Türkiye’ye yer vermediklerini unutmadık. Şimdi de kimsenin jandarmalığını yapacak halimiz yok.
Onun için, savaşa hayır diyenler haklı.
Eğer…
Mecbur kalıp savaşırsak da kendi toprağımız, kendi milletimiz, kendi bayrağımız için savaşırız. Daha ötesi yok.