Geçen hafta… Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu’nun servise koyduğu haber elektronik postamıza düştüğü sırada biz de ulaşım planlaması eğitimi almış teknik adam özelliği taşıyan eski bir dostumuzla sohbetteydik.
Üstelik…
Çatalfırın Viyadüğü’nün kaldırılıp kaldırılmamasını konuşuyorduk.
Bizim tezimizi okurlarımız biliyorlar… Cumhuriyet Caddesi’nin araç trafiğine kapatılmasından sonra Şehreküstü’den gelen araçlarla Zafer Plaza önünden inen araçların kesişmeleri ortadan kalktı.
Dahası…
Haşim İşcan ve Fevzi Çakmak caddelerinden ikişer şerit gelen trafik, Şehreküstü’den sonra viyadüğe girmek için tek şeride düşüyor. Bu da trafiğin iki caddede de şişmesine neden oluyor.
Dahası…
Altıparmak Caddesi’nden gelen tramvay hattı viyadük çıkışını kesiyor. Buradan da her 5 dakikada bir tramvay geçeceği için trafik daha da şişecek.
İşte…
Bu sırada gelen haber bülteninde, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin tramvay inşaatını inceledikten sonra yaptığı açıklama yer alıyordu:
“Haziran sonunda tramvay boş olarak deneme seferine ve caddelerde dolaşmaya, okulların açılmasıyla birlikte de yolcu taşımaya başlar.”
Açıkça söylemek gerekirse…
Dünya kentlerindeki gibi Bursa’da da ulaşımın tekerlekli sistemden raylı sisteme geçmesi önemli. Tramvay da daha konforlu taşıma getireceği ve kente görsellik katacağı için Bursa’nın rengi olacak.
Düşüncemize…
Viyadüğü konuştuğumuz, ulaşım planlaması eğitimi almış teknik adam dostumuz da katıldı. O da Bursa için tramvayı çok önemli buluyor.
Ancak bazı kaygıları var.
“Tramvay çok önemli bir kent içi toplu taşıma aracı. Ama tramvayı planlamak yatırımından daha önemli” dedi ve şunu söyledi:
“Başlangıçta tramvay sefer aralığının 5 dakika olacağı konuşuluyordu. Yani, bulunduğunuz noktadan her 5 dakikada bir tramvay geçecek.”
Şunu özenle vurguladı:
“Fakat duyduğuma göre sefer aralığını 2 dakikaya indirmek için yeni bir planlama üzerinde çalışılıyormuş. İşte bunu Bursa kent merkezi için çok kritik ve tehlikeli buldum.”
Bulunulan yerden 2 dakikada bir tramvay geçmesi, yolculular için bulunmaz bir fırsat.
Ne var ki…
“Sen viyadük çıkışının 5 dakikada bir tramvay geçerken kesilmesi halinde Şehreküstü’den sonraki trafiğin şişeceğini düşünüyorsun” anımsatması yapan dostumuz, 2 dakikada bir geçecek tramvayın kent trafiğine yansımasını şöyle açıkladı:
“Tramvayla tekerlekli araçların kesiştiği bazı kritik noktalar var. Örneğin Stadyum Meydanı. Merinos’tan gelen araçlarla Altıparmak ve Çekirge’den gelen araçların kesiştiği kavşağa giren araçlar her 2 dakikada bir tramvay geçmesi için duracak.”
Devam etti:
“Örneğin, tramvay İnönü Caddesi’nin sonunda SGK İl Müdürlüğü önünden Uluyol’a dönerken, İnönü Caddesi’nden gelen araçlar her 2 dakikada bir duracak. Aynı yol üzerinde İnönü Caddesi’nden Haşim İşcan’a inecek araçlar da her 2 dakikada bir durup bekleyecek.”
Şunu da ekledi:
“Örneğin, tramvay Çarşamba Pazarı olarak adlandırdığımız Darmstadt Caddesi’nden çıkıp Stadyum Caddesi’nde İpekiş önüne geçerken her iki dakikada bir cadde iki yönlü duracak.”
Şunu sordu:
“Başka kesişme noktaları da var, ama bunlar kent içi trafiğin en yoğun ve en kritik olanları. Tramvay geçmesi için trafiğin her 2 dakikada bir durmasını düşünsene… Bursa’nın her yanı kilitlenir.”
Sonra da şunu söyledi:
“Tramvay sefer aralığını 2 dakika yaparsanız, başka araçlara yol kalmaz. Kentte yalnızca tramvay çalışır. Umarım bunlar göz önüne alınır.”
Önerisi şu:
“Tramvay doğru yatırım, ama B:ursaray gibi çalıştıramazsınız. Sorunlarını öngörmek gerekir. Onun için çok sık aralıklarla sefer yerine yavaşlatılmış sistemle başlamak lazım.”
Bir önerisi de şu:
“5 dakika sefer aralığı iyi bir süre. Hatta belki biraz daha uzun bile olabilir. Durakta 6-7 dakika beklemek kimseyi rahatsız etmez.”
Bütün bunları konuştuktan sonra, sohbetin en başına döndük:
“Kentin kritik noktalarının içinden çıkılmaz hale getirecek bir planlamada Çatalfırın Viyadüğü’nü trafiği tıkayacağı için kaldırmak düşüncesi ironik bir durum. Bence sistemin çalışmaya başlamasını bekleyip görmek lazım. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Altepe’nin de böyle düşündüğünü sütunlarınızda okudum. Bence doğru düşünüyor…”