Orhaneli Çöreler’den Karadayı’nın Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan isteği: Öyle bir öğretmen gönder ki!..

Yıl 1940… Milli Şef olarak kabul edilen İsmet İnönü’nün başbakanlığındaki CHP hükümeti, sanat hamlesi yapmaya karar veriyor ve Güzel Sanatlar Akademisi’nden seçtiği ressamları çeşitli illere resim yapmak üzere gönderiyor.
Türkiye’nin yetiştirdiği önemli şair ve ressamlardan olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na da bu program gereği 1946 yılında Bursa’ya gitmek düşüyor.
Bedri Rahmi alıyor tuvalini ve çantasını, Bursa’ya geliyor. Anılarını da 1975 yılında Bilgi Yayınları’ndan yayınlanan Tezek adlı kitabında şöyle aktarıyor:
“Sene 1946, mevsim yazdı. (…) O eyyam hükümetin ressamlar için tertiplediği yurt gezilerine katılmıştık. Bir ay kadar Bursa’nın her yanında resim yaptık, sonunda han avlularına dadandık.”
Şöyle devam ediyor:
“Bir de gördük ki bizi Bursa’da saran ne han ne hamam ne de dükkan: Bizi mıknatıs gibi boyuna kendine çeken hep o rengarenk köylüler. Bursa’nın hanlarında rastladığım köylü çeşidini Anadolu’nun hiçbir tarafında böyle toplu bir halde görmek nasip olmamıştı.”
Şunu da ekliyor:
“Bursa hanlarındaki köylü akını bir köyden değil, çeşitli köylerden geliyordu. Zamanın valisine en renkli kıyafetleri nerede bulabileceğimizi danıştık. Bize Orhaneli kazasına gitmemizi tavsiye etti.”
Ardından…
Dağ yollarına düşüp Orhaneli ilçesinin Çöreler Köyü’ne gelişini anlatıyor.
Burada…
Yani Çöreler’de karşısına çıkan Karadayı lakaplı köylünün “köye nasıl bir öğretmen atanması gerektiğine dair” dile getirdiği istek Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu çok etkilemiş.
İşte…
Gariban Anadolu köylerindeki durumu anlatan bu isteği oturup Karadayı’ya Mektup adlı şiirinde ölümsüzleştirmiş.

İŞTE BEDRİ RAHMİ ÜYÜBOĞLU’NUN
“KARADAYI’YA MEKTUP” ŞİİRİ

Bursa’nın Orhaneli kazasının
Çöreler köyünden Karadayı

Acep böyle yazsam zarfın üstüne
Postalar iletir mi ona

Benim altı yıldır cepte taşınmış
Kenarları püskül püskül aşınmış merhabayı

Kusura bakma Karadayı
Nasılsa bir yerde unutmuşum
Senin çoban armağanı nikel tabakayı

Ama o ince belli, kınalı çilli su kabakları
Hâlâ masamın üstünde durur
Sallandıkça çın çın öter çekirdekleri

Bunlardan bir tanesini
Köy mektebinde öğretmen kardeşime verdim
Bütün yaz su kabaklarıyla donandı bahçesi
Bir çekirdek verdik bir bahçe dolu
Can sağlığı bundan ötesi

Ama diyeceğim o değil Karadayı
Sene bin dokuz yüz kırk altıydı
Aylardan Ağustos ayı
Senin bende asıl şu sözün kaldı:

Bana öyle bir öğretmen gönder ki
Hem ölü yıkasın
Hem teravi kıldırsın
Hem eski yazıyı söktürsün
Hem yenisini belletsin
Bizim köy otuz beş hane
Birden fazla hocayı neylesin netsin?

İsmail Tatlıoğlu’na teşekkür

Açıkça söylemek gerekirse, şair-ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1948 yazında Orhaneli’nin Çöreler Köyü’ne geldiğini ve buradaki izlenimlerinden Karadayı’ya Mektup şiirini yazdığını bilmiyorduk.
Bahçeşehir Üniversitesi Bursa Koordinatörü Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’ndan dinleyince çok şaşırdık. İsmail Hoca köye gidip araştırma yapmış, şiirde yazılanların aynen yaşandığını tespit etmiş.
Biz de Tatlıoğlu’na teşekkür ediyoruz.