DP ile yolları ayıran Anavatanlılar’ın büyüklerinden isteği: Ya Anavatan’ı yeniden açın ya yeni parti kurun

Hep aynı vurguyu yapıyoruz… Demokrat Parti-Anavatan Partisi birleşmesi, alternatif arayan siyaset için sinerji oluşturabilecek iyi bir siyasi projeydi.
Ama tutmadı.
Daha doğrusu…
Tepedeki kolay birleşmeye karşın, teşkilatlar aynı şekilde kaynaşamadılar. Anavatanlılar kendilerini dışlanmış, hatta aldatılmış hissedince istifalar başladı.
İstifalar…
Merkezde DP-Anavatan kadrolarının bir arada olabildikleri tek ilçe olan Yıldırım’ı da sarınca, Anavatan kökenliler daha farklı sorgulamalar içine girdiler.
Üstelik…
Bu sorgulama yalnızca yaşam alanı bulamadıkları DP kadroları için değil. Son aşamada, birleşmeye öncülük eden kendi parti büyüklerini de sorgulamaya başladılar.
Nitekim…
DP’den ilk kopanlardan biri olan ve Ayhan Barışıcı döneminde İl Başkan Yardımcılığı yapan Salim Dere’den gelinen noktada Anavatan kökenlilerin duygularını yansıtan bir değerlendirme mesajı aldık.
Değerlendirmesinde…
Temmuz ayı başında DP ile bağlarını kopardığı süreçte DP Yıldırım İlçe yönetimindeki arkadaşlarının da istifayı düşündüklerini, fakat Anavatan’ın son il başkanı olan Meliha Bağcıoğulları ve Anavatan’ın son MKYK Üyesi olan, DP’de de Genel İdare Kurulu Üyesi olarak başlayan Orhan Efe’nin ısrarlarıyla “biraz daha beklemeyi” seçtiklerini aktarıyor.
Sonra da…
Gelişmelere farklı bir pencere açıyor:
“Büyüklerimiz, 6 Ağustos tarihinde Ankara’da yapılacak GİK toplantısında bu sıkıntıların bir sonuca bağlanacağını vurgulamışlardı. Fakat burada da hiç bir şey çıkmadı.”
Şöyle devam ediyor:
“Daha sonra Bursa’da Orhan (Efe) Bey’in ve Meliha (Bağcıoğulları) Hanım’ın önderliğinde bir toplantı gerçekleştirildi. Adeta günah çıkartırcasına, teşkilattan özür dilemek amaçlı olan o toplantıda Bursa’da birleşme bağlamında birlikteliği sağlayamadıklarını ve teşkilatları taşıyamadıklarını ifade ettiler ve kendilerine ne denilse haklı olunacağını söylediler.”
Ardından da…
Bugüne kadar dışarı yansımamış bir bilgiyi aktarıyor:
“Birleşmenin olduğu ilk günlerde, çıkan pürüzlerin daha da çoğalacağını ve bu birleşmenin sağlıklı olmadığını fark ettiğimizde, büyüklerimize bu birleşme sürecini gençlerin sırtlanmasını, büyüklerimizin de arkamızda durmalarını çok ifade ettik.”
Şunu vurguluyor:
“Bunları ifade ettiğimizde biraz beklememizi, güzel şeylerin olacağını, daha sonra gençlerin ön planda olacaklarını söylemişlerdi.”
Şu sorgulamayı yapıyor:
“Ne yazık ki büyüklerimiz bu birleşmeyi taşıyamadılar, gençlere de taşıtmadılar. Taşıtmadıkları gibi, gençlerin önünü de açamadılar.”
Şu yorumu çıkarıyor:
“Göründüğü gibi de bu Türkiye projesi daha hayata geçmeden rafta kalmış oldu. Bursa’da bu birleşme sağlanamadıysa, Türkiye genelinde de sağlanamayacak anlamını taşımaktadır benim nazarımda.”
Bu çarpıcı tespit ve sorgulamaların ardından genç Anavatanlılar’ın isteğini ortaya koyuyor:
“Birleşmenin olmadığı çatı altında yapılacak tek şey kalmıştır. Büyüklerimizin bir an önce bir araya gelerek tekrar Anavatan Partisi’ni açma girişiminde bulunmaları, ya da yeni bir siyasi konjonktürü yakalamak için proje oluşturmaları şart.”
Şunun altını özenle çiziyor.
“Teşkilatı dinlemeleri, yapılacak ne varsa siyaset anlamında acilen yapmaları gerekmektedir. Siyasete Anavatan Partisi içinde gönlünü vermiş birçok kişi dışarıda kalmış ve hala kızgınlıklarını ifade etmektedirler.”
Buradan da şu sonuca varıyor:
“Bu olumsuzluklar içinde istifaların çok normal olduğunu, hatta geç bile kalındığını düşünüyorum.”
Bu arada…
Bilinen istifaların dışında Karacabey’de de Anavatan kökenlilerin sessizce DP yönetiminden çekildiklerinin haberini veriyor ve şu anda yalnızca Gemlik’te Anavatanlı ilçe başkanının yönetiminde Anavatanlılar’ın kaldığını anımsatıp “Diğer ilçelerde toplu istifalar an meselesi” diyor.
Bir de…
“Demokrat Partinin bu birleşmeyi kaldıramadığı ortada” deyip gözlemini paylaşıyor:
“Bir tarafta Anavatan kökenlilerin hala neyi beklediklerini bilmediği bir bekleyiş var .Diğer tarafta hala referandumda bir grubu ‘evet’ bir grubu ‘hayır’ diyeceğiz demeye çalışan DP teşkilatı var.Yani kendi içinde bir çok bölünmeler yaşayan, tek ses olamayan bir partinin ülkeye ne kazandıracağı insanı düşündürür. Derler ya kol kırılır yen içinde kalır, Demokrat Parti’de kol kırılmış acı feryatları herkes duyuyor, şaşkınlık içinde bakıyor.”