Siyaseti izleyen herkesin gördüğü ve kabul ettiği bir gerçek var: Adalet ve Kalkınma Partisi, çok kolay ve çok hızlı organize olabilen teşkilatlara sahip.
Nitekim…
Çok kolay organize olup çok hızlı davranabilen teşkilatlar, sonuna doğru hızla yaklaşan referandum kampanyasında da özelliklerini tekrarlayıp hemen sahaya çıktılar.
Örneğin…
AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın bir yandan teşkilatı bilgilendirirken, diğer yandan hemen dışarı açıldı ve bir dizi toplantıyla sivil toplum örgütlerine, hemşeri derneklerine, sivil toplum kanaat önderlerine ayrı ayrı konferans tadında sunumlar yaptı.
Tüm bu sunumlarda “referandumda neden evet oyu” verilmesi gerektiğini anlattı.
O süreçte…
Referandumda “hayır oyu” için çalışma kararı alan muhalefet partilerinin yerel örgütleri, Genel Merkez’den gelecek dökümanları ve genel propaganda planlamasını bekliyorlardı.
Ardından…
AK Parti İl Başkanı Yalçın çok yoğun bir programla ziyaretlere başladı. Gittiği her yerde “neden evet” istediklerini anlattı.
Gerçi…
Muhalefet partilerinin il başkanları ve milletvekilleri de aynı süreçte ilçeler yoğunluklu olmak üzere ziyaretlerde bulunup ulaştıkları her yerde “referandumda hayır oyu” için vatandaşa çağrı yaptılar.
Ama…
Bu süreçte de AK Parti’nin hızlı davranıp çabuk organize olabilme özelliği kendini gösterdi.
Sonrasında…
Özellikle CHP’de referanduma yönelik parti örgütü bilgilendirmesi çalışmalarına tanık olduk.
Aslında…
Çalışmaya başlarken önce parti örgütünü bilgilendirmek doğru bir yaklaşım. Fakat, CHP’de kampanya çalışması bir anda “ilçelerde anayasa değişikliğine neden karşı çıkılması gerektiği” konferanslarına dönüştü.
Oraya gelenler zaten partili olduklarından, “hayır oyu” verecek kişiler. CHP sözcüleri, kararı belli olan partililere neden öyle karar vermeleri gerektiğini tekrar tekrar, hem de uzun uzun anlatarak enerjilerini parti içine harcamış oldular.
Ayrıca…
Parti binalarında fazla zaman geçirerek sahada daha az gözüktüler.
Bugüne geldiğimizde…
Referanduma 20 gün kala “evet oyu” için çalışan AK Parti’nin tüm kozlarını sahaya sürdüğünü görüyoruz.
Bir yanda AK Parti’nin Bursa’daki en önemli kozu olan Devlet Bakanı Faruk Çelik var. Bir yanda milletvekillerinin tümü, bir yanda da İl Başkanı Sedat Yalçın var.
Üstelik…
Bir arada gezmiyorlar. Hepsi ayrı ayrı ve onlarca ekip halinde her gün, her an bir yerlere gidip “referandumda neden evet oyu verilmesi gerektiğini” anlatıyorlar. Televizyon programlarına katılıp gazetelere röportajlar veriyorlar.
Kentin merkezinde de, en uzak köşesinde herkesle bire bir temas kurmaya çalışıyorlar.
Çok sayıda ekip için çok ayrıntılı programları hazırlamak hiç kolay olmadığı gibi, uygulamak da sanıldığı kadar kolay değil.
Buna karşın…
Başta Bakan Çelik ve milletvekilleri olmak üzere, yapılan programlara tek bir itiraz gelmeksizin herkes sahaya çıkıp çalışmasını sürdürüyor.
Bu da…
Kuşku yok ki AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın’ın başarısı olarak yansıyor.
İşte…
Böylesine yoğun bir programla tüm kozlarını sahaya süren AK Parti Bursa teşkilatı referandum için hedefini de belirledi:
Bursa’da yüzde 60 üzerinde evet oyu.
Hedeflerine ulaşırlar mı ulaşamazlar mı bilemeyiz, ama gördüğümüz şu: Hedefe ulaşmak için çok çalışıyorlar.