Başbakan her fırsatta aksini söylüyor ama siyaset dünyası erken seçim hazırlığı başladığına inanıyor

Bursa’dan doğan ve güvenilirliğiyle kendini Türkiye piyasasında kabul ettiren Selçuk Köylüoğlu’nun Sinerji Araştırma olarak Türkiye genelinde 24 Ocak-8 Şubat tarihleri arasında yaptığı araştırmanın bazı bölümlerini pazar günü bu siteden yayınladık.
Yayınladığımız bölümler arasında, “Seçim erken mi olsun, zamanında mı yapılsın?” sorusu da vardı.
İlginçtir…
Araştırmadan bu soruya yüzde 28.4 erken olsun, yüzde 71.6 zamanında yapılsın çıkmıştı.
Doğrusu…
Bu çok büyük bir fark. Sonuç net: Seçmen, seçimin erkene alınmasını istemiyor.
Buna karşın…
Seçim, özellikle de erken seçim haberleri ve söylentileri çok büyük ilgi görüyor. İnsanlar bu tür tartışmaları onaylamadıkları sonucu ortaya çıkmış olsa bile büyük bir ilgiyle izliyorlar.
Aynı şekilde…
Siyaset dünyası da erken seçimle ilgili olabilecek her gelişmeyi mercek altında tutuyor ve her konuşmadan ya da her hareketten faka basmamak adına anlam çıkarıyor.
Çünkü…
Meclis’te sayısal çoğunluğu elinde bulunduran iktidarın, muhalefeti hazırlıksız yakalamak için sürpriz bir hamleyle erken seçim kararı çıkarabileceği inancı hep oldu, bugün de var.
Nitekim…
Hafta sonunda bulunduğumuz bir sohbette de siyasetçinin konusu erken seçimdi.
O sohbette…
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen ile yine CHP’nin Bursa milletvekilleri Kemal Demirel ve Abdullah Özer’in yanı sıra, CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Nihat Irkörücü, CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan ve Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey vardı.
Orada…
Siyasetçiler, özellikle de milletvekilleri seçim havası ile ilgili izlenimlerini paylaştılar.
Hatta…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geçtiğimiz hafta Büyükşehir statüsündeki illerde yayın yapan yerel televizyonların yöneticileriyle gerçekleştirdiği toplantının üzerinde çok duruldu.
Hele…
Toplantı sırasında yerel televizyon yöneticilerine, “İstediğiniz milletvekilini konuk olarak alabilirsiniz, yayına çıkmak istemeyen olursa bize bildirin” şeklinde ifade kullanılması, yine yerel televizyonların yöneticilerine Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in tüm telefonlarının dağıtılarak “24 saat arayabilirsiniz” denilmesi yine sohbetin en çok yorumlanan konularındandı.
Yorumlardan da…
”Erken seçim hazırlığı başladı ki AK Parti yerel medyayı doğrudan bilgilendirmek ve etkilemek istiyor” sonucu çıkarıldı.
Ardından…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta olmayacağını söylemesine karşın, başta İMF görüşmeleri olmak üzere ekonomiye yönelik atılan bazı adımlar özel şekilde değerlendirildi.
Dış ilişkilerdeki kimi adımlar da yine bu kapsamda içe dönük siyaset malzemesi olarak görüldü.
Sonra da…
Erdoğan’ın aksini söylemesine karşın, erken seçim kararı verilirse bunun ne zaman yapılabileceği sorusu tartışmaya açıldı.
Buradan da şu sonuç çıktı:
Başbakan Erdoğan, Temmuz 2011 olan seçim tarihinin birkaç ay öne çekilebileceğini söylüyor. Bu da nisan ya da mayısta seçim demek.
Oysa…
Nisan ya da mayıs aylarında seçim iktidar açısından pek elverişli değil.
Çünkü…
Kıştan çıkılan bir sürece rastlıyor. Kışın da başta ısınma ve elektrik olmak üzere, giyim kuşamdan yeme içmeye kadar maliyeti çok ağır.
Buna karşın…
İnsanların giyime ve yiyecek içeceğe daha az para harcadıkları, günlerin uzun olması nedeniyle elektrik giderinin azaldığı, ısınma maliyetinin hiç olmadığı, hele hele okulların açılmasından önceki bir süreç seçim atmosferi için iktidarların daha çok işine gelen özellikler taşıyor.
Gördük ki…
Bulunduğumuz sohbet ortamındaki CHP kurmay kadrosu da en uygun seçim tarihi olarak 2010 sonbaharı üzerinde duruyor.
Hatta…
Gerek ülke içindeki gelişmeler ve gerek dış dünyada yaşanan konjonktürel hareketler nedeniyle bu yılın sonbaharında bir seçimi kaçınılmaz buluyorlar.
Nitekim…
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen parti örgütüne mesaj özelliği taşıyan konuşmalarında “her an seçime hazır bulunmalarını” istiyor ve “bu seçimi biz kazanacağız” inancını aşılıyor.
Sonuç olarak gördüğümüz şu:
Kamuoyu araştırmalarında erken seçim istenmediği sonucu çıkmış olsa bile, bazen seçim süreçlerini sürpriz gelişmeler belirliyor.
Şunu da gördük…
2010 sonbaharında erken seçim olacağı iddiasını ilk kez Saadet Partisi dile getirmiş ve SP’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Ahmet Sünnetçioğlu’nun tüm hazırlıklarını sonbaharda seçim üzerine yaptıkları açıklamasını Olay gazetesinde yazdığımız dönemde aktarmıştık.
Sonra…
22 Ocak’ta yapılan Milliyetçi Hareket Partisi Genişletilmiş İl Divanı toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez’in teşkilata “Kasımda erken seçime hazır olun” uyarısı bu internet sitesinden duyurmuştuk.
Şimdi…
SP ve MHP’nin ardından, anamuhalefet partisi olan CHP kurmaylarının yaptıkları analiz ve tahminler birbiriyle örtüşüyor.
Aynı şekilde…
Türkiye Partisi çalışmalarını bu hedef doğrultusunda yürütüyor. Türkiye Değişim Hareketi kuruluş takvimini buna göre belirlemeye çalışıyor.
Bütün bu gelişmeler ve süreçle ilgisi olmadığı izlenimi veren tek bir parti var: Demokrat Parti.
Onlar da…
Birleşme sonrası kendi içlerinde ortaya çıkan sancıları dindirme arayışlarıyla meşguller. Henüz seçim için düşünmeye, hazırlanmaya ve çalışmaya hazır değiller.
Yani…
Başbakan aksini söylese de, araştırmalar seçmenin istemediği sonucunu verse de, siyaset dünyası bu sonbaharda bir erken seçime göre kendini hazırlamayla başladı.
Bütün bunlar…
Önümüzdeki yakın süreçte siyasi tansiyonun biraz daha artacağını, partilerin de taban çalışmasına biraz daha fazla önem vereceğini gösteriyor.
Kısacası…
Siyasete hareket geliyor.