Siyasetteki alternatif arayışı yeni partiler için yol açıyor

Siyasetteki alternatif arayışı yeni partiler için yol açıyor Son 2 seçimde gözlenen seçmen eğilimleri, sağda ve solda alternatif arayışlarını öne çıkardı. 2005’te başlayan 10 Aralık Hareketi de solu birleştirme hedefiyle aralık ayında partileşme kararı aldı…

İlginç bir siyasi süreç yaşıyoruz… 3 Kasım 2002 genel seçimleri tek parti iktidarı ve tek parti muhalefeti ortaya çıkardı. Bu da siyaseti iki parti arasına sıkıştırdı.

Ardından…

22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde tek parti iktidarına karşı, iki partili muhalefet sandıktan çıktı.

Fakat…

Muhalefet partilerinin kalıpları, genel siyaset arayışları için yine sıkışıklık sonucu doğurdu. Siyaset yapmak isteyenler yine aynı kalıplar arasına sıkıştı.

Tablo şu:

Türkiye’de siyaset yapmak isteyenler kalıplara sıkışmaktan yakınırken, seçmen de alternatifsizlik eğilimleri sergiliyor.

Öyle ki…

22 Temmuz 2007 genel ve 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde pek çok kişinin, kendi siyasi eğilimlerinin dışındaki partilere “alternatif olabilmesi için oy verdikleri” görüldü.

Bu da…

Seçmen tercihlerini belirleyen etkenler açısından sağlıksız siyaset tablosu oluşturdu.

İktidara alternatifin merkez siyaseti olabileceği yaygın kanı olduğu için, Demokrat Parti ile Anavatan Partisi’nin merkezde birleşme projesi ilgi görüyor.

Abdüllatif Şener liderliğinde kurulan Türkiye Partisi ise örgütlenme ve genişleme aşamasını tamamlamadığı için henüz bir fikir vermiyor.

Yanı sıra…

Sol siyasetin belli bir noktada takılıp kalması, bu cephedeki arayışları içinde bulunduğumuz süreçte hızlandırdı.

Örneğin…

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül önderliğindeki Türkiye Değişim Hareketi, solda tekdüze siyasetten yakınanlarda heyecana yol açtı.

Bu arada…

Rahşan Ecevit’in, yeni bir parti hazırlığı içinde olduğu açıklaması ise pek ilgi görmedi.

Oysa…

Yakın süre öncesine kadar Rahşan Hanım’ın görüşleri, kararları ve kadro tercihleri önemsenir, dahası kitleleri etkilerdi.

Demek ki…

Yeni siyaset kendine yeni kulvarlar arıyor.

••••••••••

Böyle bir ortamda, biraz da solda birlik arayışları çerçevesinde yeni bir siyasi partinin ayak sesleri geliyor.

Bu sesler…

2005 Mart’ında İlhan Tekeli ve Yiğit Güloköksüz’ün altyapısını oluşturduğu; Erdal İnönü, Altan Öymen, Burhan Şenatalar, Erol Kantarcıoğlu ve Fuat Keyman’ın aralarında bulunduğu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin kolaylaştırıcılığı üstlenmesinden sonra Türkiye’ye yayılıp çok sayıda siyaset buluşması gerçekleştiren 10 Aralık Hareketi’nin hazırlıklarından duyuluyor.

Öyle ki…

Bursa’da bu hareket, “CHP içinde siyaset yapma fırsatı bulamadıklarına” inanan bir grubun oluşturduğu Sosyal Demokrasi Derneği çevresinde gelişti.

Sürece…

Sosyal Demokrasi Vakfı da önemli katkı koydu.

10 Aralık Hareketi’nin partileşmesi için yapılan çalışmalar kapsamında Bursa’da son 2 ay içinde bin kişiye ”Çağdaş Sosyal Demokrat yeni bir parti için” başlıklı kitap dağıtıldı. Daha sonra ”10 Aralık Hareketinin Siyasi Parti Anlayışı” adını taşıyan tüzük çalışması elden ya da elektronik posta yoluyla 700 kişiye ulaştırıldı ve geri dörüş de alındı.

Tüm bunların sonunda, 10 Aralık Hareketi siyasi partiye dönüşme yolunda son viraja girdi.

Şu an devam eden son çalışmaların ardından aralık ayında partileşme hedefleniyor.

Bu partiye…

Başta SHP olmak üzere, Sodev, SDD, ABF ve Özgürlükçü Sol gibi kurum ve yapıların katılması ya da katkı koymaları bekleniyor.

Yeni sol partinin Bursa yapılanması da aynı paralelde sürüyor.

Bursa’daki yabancı dil kursları, “merdiven altı” dil kurslarına karşı örgütlenip Dilkurder adıyla dernek kurdu

Geçtiğimiz eğitim yılının sonuna doğru, sınavlar yaklaştığında Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim Şube Müdürü Özcan Bulut, sınavlarla ilgili bilgilendirmek amacıyla yabancı dil eğitimi veren kursların sorumlularıyla toplantı yapıyor.

O toplantıyla…

Kurs sorumluları ilk kez bir araya geldiklerinde, potansiyel oluşturduklarını farkediyorlar.

Bunun üzerine…

Bu buluşmayı daha kalıcı hale getirmek adına dernekleşmeyi konuşuyorlar.

Böylece…

Bursa için yepyeni bir dernek doğuyor: Dilkurder.

Ya da…

Açık adıyla söylemek gerekirse, Bursa Dil Kursları Derneği.

Dernekleşme, Bursa’da yabancı dil eğitimi veren 18 dernek olduğunu da ortaya çıkarıyor. Bu derneklerden 12’sinin, Milli Eğitim tarafından düzenlenen toplantılara düzenli olarak katıldıkları anlaşılıyor.

Dilkurder’i oluşturan 6 yabancı dil kursu var: Dilmer, Ukla, Globus, Anadil, Amerikan Kültür ve Feyza.

Bu oluşumda…

Kurucu başkanlık görevini Globus’un sahibi Zülfikar Yüksel üstlendi. Kurucu yönetimde ise Dilmer’den Cevat Ünel, Anadil’den Erol Bacaksız ile Pınar Yaşar, Amerikan Kültür’den Mehmet Göksel, Feyza’dan Aytaç Arıbaş ve Ukla’dan Cömert Kayra görev aldılar.

Geçiğimiz hafta içinde, Dilkurder Başkanı Zülfikar Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Yaşar ziyaretimize geldiler.

Sohbette…

Tüm yabancı dil kurslarının ortak sorunları olduğunu, öncelikli amaçlarının da bu sorunların üstesinden gelmek olduğunu söylediler.

Bu arada…

Örgütlenip dernek kurmalarına yol açan bir başka gerçeğin altını çizdiler:

“Bursa’da ne yazık ki merdiven altı denilen tarzda faaliyet gösteren yabancı dil kursları var. Bunlar izinsiz çalışıyorlar.”

Bu tür kursların çalışma yöntemini şöyle açıkladılar:

“Bir gün bir adreste, öbür gün başka adreste sürekli yer değiştiriyorlar. Denetimden uzak olan bu kurslar, hem yabancı dil eğitimini olumsuz etkiliyorlar, hem de sektöre çok zarar veriyorlar.”

Doğrusu…

Üretime dayalı bazı sektörlerde merdiven altı firmalar karşımıza çıkıyor ama, yabancı dil eğitiminde merdiven altı kurslar duymadığımız için ilgimizi çekti.

İşte…

Bunlara karşı örgütlenen Dilkurder’in hedefini Başkan Zülfikar Yüksel şöyle açıkladı:

“Milli Eğitim’le birlikte hareket edip temel sorunlarımızı çözeceğiz. Eğitimde standardı ve kaliteyi yükseltmek en önemli hedefimiz.”

Bir önemli hedefleri daha var:

“Kurslar arası kıyaslanabilirlik temel hedeflerimizden biri. Bu durum kursiyerler açısından iyi bir şey olduğu gibi, kurslar açısından da rekabeti arttıracağı için kaliteye yol açacak.”

Son sözü…

Dilkurder Başkanı Zülfikar Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Yaşar birlikte söylediler:

“Sektörümüzde iyi işler yapmayı arzuluyoruz.”

Ali Muhittin Dinçsoy hastanede yatıyor

Babası Muhittin Dinçsoy bu kentte belediye başkanlığı yaptı. Üstelik, 1931 yılında Bursa ayaklanması olarak tarihe geçen olayı bastırdı.

Bursa için hep önemli işler yapan Dinçsoy ailesinin sahibi olduğu Paşa Çiftliği, geçmişte ve günümüzde Bursa’nın akciğeri olarak kente hizmeti sürdürüyor.

Ali Muhittin Dinçsoy da yıllardır çiftliği korumak için çaba veriyor.

Gerçi…

Acemler Köprülü Kavşağı’nın gerekli olduğunu savunduğumuz için bize kırgın ama, Ali Muhittin Dinçsoy’un Paşa Çiftliği arazisini koruma çabasına herkes saygı duyuyor.

Gelin görün ki, bu sürecin yorduğu Ali Muhittin Dinçsoy 1 yıldır rahatsız. Yaz aylarında ciddi bir kalp operasyonu geçirmişti. Bayram önücesi yeniden Tıp Fakültesi’nde tedavi altına alınınca, dostları bayram ziyaretini hastanede yaptılar.

Biz de Dinçsoy’a acil şifalar diliyoruz.Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 23-9-2009