AK Parti kurultayına 5 gün kala Çakmak`tan net tavır

AK Parti kurultayına 5 gün kala Çakmak`tan net tavır AK Parti Milletvekili Hayrettin Çakmak açıklıyor: MKYK`ya aday mı? Kimlere karşı, hangi konuda kararlı? Ne mesajlar veriyor? Bursa`da neden görünmüyor? Hangi konuyu takip ediyor? Bakan Çelik`le kavgalı mı?

Bursa siyasetinin deneyimli isimleri arasında yer alıyor… Refah Partisi’nin en güçlü döneminde, yönetimlerdeki karar mekanizmasında yer alıyordu.

Üstelik…

Daha o günlerden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile özel bir yakınlığı ve diyaloğu var. Ama bunu hiç gündeme getirmedi, belli de etmedi.

Sonra…

Adalet ve Kalkınma Partisi’inde uzun süre kabul etmeyip direnmesine karşın teşkilat, genel merkez ve milletvekillerinin ısrarlı isteği sonucu il başkanlığı görevini kabul etti.

4 yıl süreyle AK Parti Bursa İl Başkanı olarak görev yaptı. Farklı siyaset anlayışı ve yönetim tarzıyla başarılı da oldu.

Hayrettin Çakmak, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde il başkanlığından ayrıldı ve milletvekili seçildi.

Genel Merkez de onu teşkilat deneyimi nedeniyle, daha önce bu sütunlarda yazdığımız gibi çok sayıda ile koordinatör ve sorumlu olarak gönderiyor, çalıştırıyor.

Kimi yerde teşkilat sorunlarını çözüyor, kimi yerde kongrelere nezaret ediyor.

Buna karşın…

Son dönemde Çakmak hakkında bazı spekülasyonlar yapılıyor.

Özellikle…

Cumartesi günü yapılacak AK Parti kurultayında Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeliği konusunda gıyabında iddialar ortaya atılıyor oluyor.

Hatta…

Devlet Bakanı Faruk Çelik’le arasının açık olduğuna dair spekülasyonlar yapılıyor.

Dün…

Bir kahve içimi konuğumuz olduğunda, hakkındaki spekülasyonları konuştuk.

O da…

Kurultaya 5 gün kala, çok net açıklamalar yaptı, “kendisi üzerinden siyaset kavgası yapmak isteyenlere karşı” çok net tavır sergiledi.

••••••••••

Öncelikle…

5 gün sonra yapılacak kurultayda MKYK adaylığı konusunda yaklaşımı şu:

“MKYK üyeliğiyle ilgili çalışmanın bir yıl, ya da en az 6 ay öncesinden başlaması gerekir.”

Üzerine basa basa şunu söyledi:

“Tek bir Allah’ın kulu ile bile bu konuyu görüşmedim.”

Devam etti:

“Böyle bir niyetim olsa, akıllı bir milletvekili bunu önce kendi milletvekili arkadaşlarıyla görüşür, onlarla beraber kendisi için kulis atar.”

Ardından…

“Oysa benim böyle bir durumum yok” dedi ve çok açık şekilde hodri meydan çağrısı yaptı:

“Bunun dışında, Genel Merkez’den bir tek kişiyle konuştuğumu gelip söylesinler, bugün milletvekilliğini bırakırım.”

Bu noktada…

Geldiği ve yetiştiği siyasi misyonun çizgisine işaret ederek “Bizim çizgimizde bir teşkilat terbiyesi var. Biz böyle yetiştik” dedi ve şunu söyledi:

“Yemin ediyorum Başbakan bana, ‘Hayrettin seni MKYK’ya yazmamı ister misin?’ diye sorsa, isterim demek terbiyesizlik gelir. İsterim diyemem ben. Yani kendimle ilgili böyle bir istekte bulunamam.”

Şunu da vurguladı:

“Şunu da söyleyeyim: ‘Başbakan seni MKYK’ya yazsa hayır, kabul etmiyorum der misin?’ diye sorulursa, ona da herhalde kimse hayır demez.”

Bir kez daha altını çizdi:

“Ama benim böyle bir çalışmam yok, hesabım da yok.”

••••••••••

Peki…

Bursa kamuoyu gündemine son günlerde Hayrettin Çakmak adı neden MKYK adayı olarak geliyor?

Konuya bakışı şu:

“Herkes bir şeyler yazıyor. İyi niyetle yazanlar var, beni bir yerlere layık görenler var, onlara teşekkür ederim.”

Şu konuda kararlı:

“Ama benim üzerimden birileriyle kavga etmek isteyen varsa, ben ne buna alet olurum ne de izin veririm.”

Acaba…

Her şeye karşın, cumartesi günü adı MKYK aday listesinde olur mu? Bu konuda şansı ne kadar?

İşte Çakmak’ın cevabı:

” 337 milletvekilinin şansı neyse, benim şansım da o kadar.”

Şunu da ekledi:

“Hatta şunu söylüyorum: Bayan olmasından dolayı Canan Candemir Çelik Hanım erkeklerden daha şanslı.”

Nedeni şu:

“Çünkü bayan sayısı artacak, onu biliyorum. Gençlerin sayısı da artacak, onu da biliyorum.

••••••••••

Yanı sıra…

Çakmak’la yaptığımız sohbette, hakkındaki bir başka spekülasyonu anımsatıp, “Devlet Bakanı Faruk Çelik’le kavgalı mısınız, aranız açık mı?” diye sorduk.

Şu cevabı verdi:

“Bayram günü beraberdik. Kavgalı olsam oturup konuşmazdım.”

Sonra da…

Ortalıkta görünmemesiyle ilgili olarak şunu söyledi:

“İl başkanlığım dönemimde devamlı olarak Bursa basında yer alıyordum. Fakat, milletvekili olduktan sonra görevim icabı Türkiye’de bir çok il gezdim. Dolayısıyla bir çok ilin basınında bulundum. Ama Bursa basınında eskisi gibi bulunamadım.”

Şunu anımsatıyor:

“Zaten il başkanı tektir, ama AK Parti’de 10 milletvekili var. Doğal olarak milletvekilleri o kadar fazla basında görünemezler.”

Konuyu şuraya bağladı:

“Böyle olunca, ‘Hayrettin Çakmak Bursa ile ilgilenmiyor mu?’ sorusu çıkıyor. Tabii ki ilgileniyorum.”

Örnek verdi:

“Biz AK Parti Bursa milletvekilleri olarak iş bölümü yapmıştık. Üniversite ile ilgili çalışmaları ben aldım.”

Şunu açıkladı:

“Şu sıralar Bursa’da konuşulan Teknik Üniversite kanun teklifini, diğer arkadaşların da imzalarını alarak ben verdim.”

Bir de yeni müjde verdi:

“Ayrıca Bursa’da bir de vakıf üniversitesi kuruluyor. Bunun da tahsis işlemlerini takip ettim ve bitirdim. YÖK’e müracaat hazırlıkları da bitmek üzere.”

Konuyu şöyle toparladı:

“Bursa ile ilgilenmiyor deniyor ama iş bölümünde ben üniversiteyi aldım. Diğer işlerden de bilgim yok değil. Bu kararları alırken de milletvekilleri olarak birlikte alıyoruz.”

Sunum konusunda parti hiyerarşisine önem veriyor:

“İçimizde bir bakan arkadışımız var, doğal olarak bunların sunumunu da onun yapması gerekir. Ondan sonra eğer sunum yapacak biri varsa Altan Abi (Karapaşaoğlu) hepimizin abisidir, onun yapması lazım.”

Şunu ekledi:

“Yapı olarak, biz milletvekilleri oturup kendi reklamımızı yapmayız, AK Parti’nin reklamını yaparız. Çünkü biz takım oyunu oynuyoruz.”

••••••••••

Sohbetin son bölümünde AK Parti Bursa Milletvekili Hayrettin Çakmak, bugünkü siyasi tablonun nasıl oluştuğuna vurgu yaptı:

“Şunu net söyleyeyim: Biz Recep Tayyip Erdoğan ismiyle seçildik.”

Çerçeveyi çizdi:

“Bursa’da da öyle iki kutuplu, üç kutuplu siyaset diye bir şey yok. Bursa’da AK Parti siyaseti var.”

Son mesajını şöyle verdi:

“AK Parti Genel Merkezi Ankara’da, Bursa’da değil. AK Parti belli köşelerden yönetilmiyor.”

Bir de “gönlünden geçen” var:

“Ben vefalı bir insanım. Başbakan’ın vefa gösterip Altan Abi’yi tekrar MKYK’ya almasını gönlüm ister.”

Bursa kent kültürü bu dergide yaşıyor

Şunu çok açık şekilde söylemekte yarar görüyoruz:

Bursa’da elbette kültür dergileri yayınlandı. Ama, kent kültürünü konu edinen ve konularını bu kadar sıcak anlatan bir dergi daha olmadı.

O dergi…

Dağ-Der’in, yalnızca dağ bölgesi değil, Bursa kent kültürüne yönelik yayınladığı aylık Güney Bursa dergisi.

Adını…

Dağ-Der’in temsil ettiği dağ yöresinin Bursa’nın güneyinde olmasından alıyor.

Üstelik…

İlk sayısında bizimle yapılmış bir röportajın yayınlandığı dergi bu ay beşinci sayıya ulaştı.

Öyle ki…

Daha şimdiden, Bursa’da kent kültürü dergiciliği açısından süre rekoru kırmış durumda.

Dağ-Der’in aylık yayın organı Güney Bursa’yı yayına Sefer Göltekin hazırlıyor.

Gazete satış noktalarında yerini alan bu sayıda kapak konusu olarak dağ bölgesindeki eğitim sorunları ele alınıyor.

Ayrıca…

Bu sayının belgesel sayfalarında Cem Şeflek tarafından kaleme alınan ve Bufsad Belgesel Atölyesi tarafından fotoğraflanan Dedeler Köyü anlatılırken, dağ yöresindeki dede inancı da ele alınıyor.

Yanı sıra…

Niyazi Topçu’nun, Atranos’tan Beyce’ye uzanan serüvende Orhaneli’nin isim değişikliği süreci çok özel bir öykü olmuş.

Dağ yöresinin gelenek ve görenekleri ise Özer Güleç’in kaleminden aktarılıyor. Güney Bursa’nın 5. sayısında çok çarpıcı araştırma konuları da yer alıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 29-9-2009

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*