Altepe, Heykel-Garaj tramvay hattı için harekete geçiyor Heykel-Garaj dolmuşlarının yerini Heykel-İnönü Caddesi-Uluyol-Kent Meydanı-Darmstadt Caddesi-İpekiş-Stadyum-Altıparmak tramvayı alıyor. Tramvay bakım merkezinin yeri belli oldu, planlama başlıyor…
Yıllarca Bursa’da en çok dolmuş Heykel-Garaj hattında çalıştı. Bu tabelayı taşıyan dolmuşlar yolları doldurdu.
O hat yine var.
Ama, Garaj’ın yerine Kent Meydanı adıyla alışveriş merkezi yapılmasından sonra adı değişti: Heykel-Kent Meydanı.
Merkezdeki en önemli yolcu sirkülasyonuna sahip bu hat için seçimler öncesinde Recep Altepe tramvay çözümü önerdi.
Heykel-İnönü Caddesi-Uluyol-Kent Meydanı-Darmstadt Caddesi-İpekiş-Stadyum-Altıparmak-Heykel hattı kamuoyunda da heyecana yol açtı.
Fakat…
Bu hattın gerçekleşemeyeceğini, çünkü İnönü Caddesi’nden Uluyol’a dönüşte, Darmstad Caddesi’nden İpekiş’e çıkışta sorunlar yaşanacağını ileri sürenler oldu.
Dahası…
Böyle bir hatta çalışacak araçların mutlaka arıza yapabileceğini anımsatıp, bakım merkezi olmadığını söylediler ve “hayali proje” dediler.
Kulağımıza gelenlere göre…
Başkan Altepe, bir yandan Bursaray vagonları için pazarlığı sürdürüp diğer yandan Bursa’da vagon üretimini planlarken, merkezdeki tramvay hattı için de düğmeye bastı.
Hatta…
İlk aşamada bakım merkezi sorunu çözüldü.
Buna göre…
Merinos’un karşısındaki lojmanların bulunduğu alanın üst köşesine tramvayın bakım merkezi oluşturulacak. Araçlar Darmstadt Caddesi’nin batısından servis hattıyla buraya girip çıkabilecek.
Uzmanları…
Böyle bir bakım merkezi için çok büyük alana ihtiyaç olmadığını, o nedenle lojmanların yerine yapılan parkın zarar görmeyeceğini söylüyorlar.
Baro, yeni Adliye Sarayı için yer aramayı sürdürüyor… Peki, Buttim yanındaki arazi uygun mu?
Seyit Gündoğan imzalı haberi dün bu sütunların hemen altındaki sol köşede okuduk.
Bursa Barosu, yetersiz kalan Adliye Sarayı’nı taşımak için yer arayışına başlamış. Baro yönetimi, daha önce belirlenen Ankara Yolu üzerindeki Karayolları Bölge Müdürlüğü arazisine sıcak bakmamış ve halin bulunduğu alana yeni Adliye Sarayı önermiş. Sonuç çıkmayınca da, Buttim’in yanındaki 60 dönüm arazinin istenmesi kararı alınmış.
Hatta…
Baro Başkanı Zeki Kahraman isteklerini geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Faruk Çelik’e iletmiş.
••••••••••
Haberi okuyunca şunu düşündük:
Bir yarışma projesi olan, yapımı uzun yıllar süren Adliye Sarayı hizmete girdikten sonra 10 yılı bile dolduramadan yetersiz kaldı.
Bu noktada…
Adli hizmetlerin sağlıklı bir şekilde sürebilmesi için yeni bir Adliye Sarayı ihtiyacının ortaya çıktığı gerçek.
Nitekim…
2 yıla yakın süredir yeni yer arayışları sürüyor.
Gündeme önce, Yakın Çevre Yolu’nun kenarında, Küçükbalıklı’daki spor tesislerinin yeri gelmişti. Hatta bu alanla ilgili karar Büyükşehir Belediye Meclisi’nden bile geçmiş, ancak tepki görmüştü.
Çünkü…
Adliye gibi yoğun bir sirkülasyona sahip yerin Küçükbalıklı’da Yakın Çevre Yolu kenarına yapılması halinde insanların ulaşabilmeleri kolay değildi.
Sonrasındaki gelişmeler az önce aktardığımız Seyit Gündoğan’ın haberinde yer alıyor.
Fakat…
Burada bizim takılıp kalmamıza yol açan nokta şu:
Yeni Adliye sarayı için Buttim’in yanındaki alan gerçekten uygun mu?
Oysa…
Herkes çok iyi biliyor ki, bu alan Erdem Saker döneminde uluslararası fuar ve kongre alanı olarak planlanmış, ilk yapılar da bu amaçla ortaya çıkmıştı.
Kentin ovaya doğru akışında, planlandığı için korunabilmiş birarazinin Adliye Sarayı için kullanımı bize göre çok doğru bir istek gibi gözükmüyor.
Bir kere…
Balıklı için ortaya çıkan ulaşım sorununun daha büyüğü Buttim’de yaşanır.
En önemlisi…
O araziyi planlandığı gibi kullanmanın daha doğru olacağına inanıyoruz.
••••••••••
Eğer…
Bu arazi uluslararası fuar alanı ve kongre merkezleri için kullanılmayacaksa da, kentin ovayla ilişkisini kesecek şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Örneğin…
Alanı planlayarak korunmasını sağlayan Erdem Saker, seçim sonrasında Başkan’a Mektuplar başlığıyla yayınladığı yazılarında bu arazinin botanik parkı olarak düzenlenmesini öneriyor.
Önerirken de…
“Burada oluşturulacak botanik parkı aynı zamanda açık hava ders yeri gibi işlev görür. Öğrenciler başta olmak üzere insanımız Bursa’ya özgü bitki türlerini burada öğrenebilir” diyor.
Dün bu konuyu Saker’le de konuştuk.
Buttim’in yanına Adliye Sarayı yapılmak istenmesi onu kaygılandırıyor. “Adliye orada olmamalı” dedikten sonra şöyle bir açılım getirdi:
“Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Recep Altepe, eskiden halin bulunduğu alanın bir köşesine Belediye Sarayı düşünüyor. Bana göre Bursa’nın bugün için böyle bir ihtiyacı yok. O alanın yerine Adliye Sarayı daha doğru olur.”
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Baro’nun yeni bir Adliye Sarayı için yer araması elbette sürece katkı bakımından önemli ve iyi niyetli bir girişim.
Ama…
Buttim’in yanındaki alan doğru bir tercih gözükmüyor.
AK Parti’de karar zamanı geldi
Kongreye 11 gün kaldı. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi’nde yeni dönemin nasıl şekilleneceği henüz belli değil.
İl Başkanı Sedat Yalçın devam edecek mi, yoksa Zafer Hıdıroğlu bayrağı alıp yürüyecek mi?
Bunun kararını elbette kongrede delegeler verecek ama, AK Parti’nin işleyen bir sistemi var. O sistem de, önceden istişare yoluyla sonucu şekillendirmeyi ve kongreye aday önermeyi gerektiriyor.
Bugüne kadar sistem yürüdü ve her kongre öncesinde böyle yapıldı. Bu kez kongre geri sayımı başlamasına ve 11 gün kalmasına rağmen karar verici mekanizma henüz kararını vermedi.
Oysa…
Artık karar verme zamanı geldi.
Başta Devlet Bakanı Faruk Çelik olmak üzere, karar verici mekanizma kararını vermeli ve kongre yönünü bulmalı.
Bu satırları yazdığımız sıralarda AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ile Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, yeni görevi nedeniyle Devlet Bakanı Faruk Çelik’e hayırlı olsun ziyareti için Ankara’ya gitme hazırlığı yapıyorlardı.
Muhtemelen…
Dün akşam yapılan görüşmede kongre masaya gelmiş olabilir. Zaten gelmesi de gerekiyor. Çünkü karar uzadıkça, Bursa’da farklı bir il başkanı olarak sürece imza atan Sedat Yalçın’a haksızlık ediliyor.
Aynı şekilde, “aday ol” çağrısı alan Zafer Hıdıroğlu da çıktığı yolun adını koyamıyor.
Kimbilir…
Son noktayı belki Başbakan Erdoğan koyar.
Husumet değil, resmen katliam
Mardin’in Mazıdağı İlçesi’ne bağlı Bilge Köyü’nde nişan töreni yapılan bir evi silahlı kişilerin bastığını, insanları tarayıp 45 kişiyi öldürdüklerini gece duyduğumuzda “Terörün tarzı değil, acaba karanlık işler mi var?” sorusu aklımıza takıldı.
Dün ortaya çıktı ki, aile içi bir husumet söz konusuymuş.
Anlayamadığımız şu:
Bu nasıl bir aile içi husumettir ki, terörün bile yapamayacağını göze alıyor, nişan töreni sonrası toplu halde namaz kılan insanların üzerine ateş açıp katliam yapıyor, 1 yaşındaki çocuk bile öldürülebiliyor?
Uzun namlulu silahlarla nişan evini tarayanların köy korucusu olmaları, silahların da devlete ait olması işin bir başka vahim yanı.
Ama…
İnsanımızın 45 kişiyi toplu katliamla öldürecek kadar husumet beslemesi gerçekten akla da sığmıyor, mantık da almıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 06-05-2009