
Hafta başında… Meteoroloji yağmur haberi verdiğinde sevindik. Biraz yağdı, ama yeterli olamadığı gerçek.
Aslında…
Ocak ayının ortasına geldiğimiz şu günlerde yağışa sevinmek bile sıkıntının en büyüğü. Gelin görün ki, “Kurak geçen şu yazı atlatıp sonbahar yağmurları başladığında susuzluk tehlikesi biter” günlerinden kurak geçen kışa geldik.
En kötüsü…
Bursa içme suyu için yapılmış iki barajımız boş. Onlara destek için yapılmış barajımızdan da 20 yıldır suyu getirmeyi başaramadığımız gibi, kentin içme suyunu sanayiyle paylaşma aşamasına geçtik.
İşte
Barajlarda siyasi tanıklığı olan Milli Eğitim ve Milli Savunma eski bakanı Turhan Tayan, aktif siyaset yaptığı günlerde konunun içindeydi. Şimdi de sade vatandaş olarak gelişmeleri izliyor.
Söze…
“Suyu kontrol altına almak, suyu tasarruflu kullanmak bir marifet, bir akıl işi, bir sorumluluk” diye başladı.
“Sudan ibaret Bursa bugün kuraklıkla baş başa” dedikten sonra bilgi ve deneyimiyle uyardı:
“Bursa 110 milyon metreküp Doğancı Barajı’ndan, 40 milyon metreküp Nilüfer Barajı’ndan ve bir o kadar da yeraltı sularından beslenir. Bu üç kaynak da tükenmek üzere.”
Üzerinde durduğu şu:
“Bursa’nın en büyük devlet yatırımlarından biri Çınarcık Barajı’nda şu anda 145 milyon metreküp su var. 20 yıldır bu suyun Dobruca Arıtma Tesisi’ne isale hattıyla getirilmesi bile bitirilemedi.”
Bu barajda, içinde yer aldığı süreci anımsattı:
“Çınarcık Barajı’nın 1995 yılı yatırım programına alınması ve ihale çalışmalarında alın terimiz ve imzalarımız var. Ne temel atma töreni yaptık, ne de hizmete açılış töreni yapıldı.”
Ardından…
“Bursa’nın en kötü şartlarda 21. yüzyılın ortalarına kadar su ihtiyacını karşılayacak bir tesis” dedi ve son 50 yılda yeraltı sularını sanayinin kontrolsüz kullanımına işaret etti.
Bakışı şu:
“Bu su kaynakları hepimizin ve gelecek nesillerin.”