Dünya zor bir sınavda… Koronavirüsün Çin’in Wuhan kentinde ilk görüldüğü günden bu yana 1 yıl geçti. Gerçi oralarda durumun düzeldiği haberleri geliyor, ama dünya hayatta kalma mücadelesine devam ediyor.
Bu virüs…
Ne zaman etkisini kaybeder, yaşam ne zaman normale döner bilinmez, ama gerçek şu: Yaşam alışkanlıkları değişti, daha da değişecek.
Buna bağlı olarak…
Yönetim uygulamalarından kurumsal işleyişlere önceliklerin değişeceği yeni bir dönem başlayacak, hatta başladı bile.
Bu alışkanlık değişimleri siyaseti de etkileyecek.
Nitekim…
Yıllarını siyasetin içinde geçirmiş, siyasi temsil anlamında önemli görevler üstlenmiş, dünyayı ve değişimleri gözlemleyen bir dostumuzla sohbet ederken söz siyasetteki değişimlere geldi.
“Merak ediyorum, acaba bundan sonra siyasi partiler yine büyük meydan mitingleri yapabilecekler mi?” dedi ve devam etti:
“Mitingler olursa sosyal mesafe kuralı nasıl işleyecek? İnsanlar omuz omuza değil de metrekareye göre alanda nasıl duracak?”
En önemlisi de şu:
“Acaba vatandaş mitinge gelecek mi?”
Düşüncesi…
Koronavirüs sonrası meydan mitingi alışkanlığının sona ereceği yönünde.
Şuna da dikkat çekti:
“Siyaset alışkanlığı olarak kahvehanelerde toplantılar yapıp anlatıyoruz. Çarşı-pazarı, siteleri ziyaret ediyoruz. Bugüne kadar tüm programlar halkla iç içe olmaya yönelikti. Şimdi ne olacak?”
Söylediği şu:
“Siyasetin temeli olan propaganda anlayışında bugüne kadarki her şey anlamını yitirdi. Yeni yöntemler gerekiyor. Koronavirüs bunu öğretti.”
Tahmini de şu:
“Siyasette yan yana gelip propaganda dönemi bittiğine, mitinglerle vatandaşa doğrudan seslenme dönemi sona erdiğini göre yeni mecra olarak sosyal medya önem kazanıyor.”
Şunu da ekledi:
“Bunlar belki bugünün konusu değil, ama önümüzde yeni bir süreç başlıyor. Siyaset de buna hazır olmak ve kendini değiştirmek zorunda.”
