
Aslında… Doğadan gelen afetlerin sık yaşandığı bir bölgedeyiz. Örneğin, deprem yaşadığımız coğrafyanın yıkıcı gerçeği olarak rüyalarımıza giriyor.
Yine…
Biraz iklim değişikliğinin, biraz insan eliyle doğaya verilen zararların getirdiği sonuçlardan biri olarak Anadolu topraklarında artık daha çok sel görüyoruz.
Bütün bunlara…
Hiç hesapta olmayan koronavirüs salgını eklendi.
Gerçi…
Salgının çıkışı ve yayılmasının Türkiye ile ilgisi yok, dünyanın sorunu haline gelen görünmez bir virüsle yaşıyoruz, ama mücadelesi bize düşüyor.
Ne var ki…
Dünyanın karşı karşıya olduğu koronavirüs ya da Covid-19 salgını can kayıpları yanında ülkelerin ekonomilerine de çok büyük darbeler vurdu.
Hükümetler ekonomideki hasarı azaltmaya yönelik önlemler alıyorlar. Türkiye de bu yönde adımlar atıyor.
Fakat…
Önceliği kurumsal yapılara veren paketler dışında çalışanlar için bazı destekler açıklansa da doğrudan vatandaşa yönelik adım henüz yok. Bazı ülkeler vatandaşına ödeme yapılacağını açıkladı, ama Türkiye’nin ekonomik koşulları buna elverişli değil.
İşte…
Vatandaşa yönelik destek adımına ilişkin formül önerisi Bursa Felsefe Kulübü Başkanı Diş Hekimi Gürkan Kaya’dan geldi: Geçim Sigortası.
Formülü…
Çıkış noktasından başlamak üzere Kaya şöyle tanımladı:
“1999 depreminden sonraki zorunlu deprem sigortası benzeri, salgın gibi olağanüstü durumlar için Zorunlu Bireysel Geçim Sigortası getirilebilir.”
İşleyiş önerisi de şu:
“Salgın gibi durumlarda bireylere sigorta fonundan aylık asgari ücret tutarında ödeme yapılabilir. Elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi fatura giderleri için de hane başına Asgari ücretin yarısı kadar yardım Zorunlu Bireysel Geçim Sigortası’yla yapılabilir.”
Bildiğimiz kadarıyla…
Bazı uygulamalarında vatandaşı teşvik için devlet katkı payı desteği veriliyor. Bu sigorta için devlet katkısı daha yüksek tutulursa, çekince de giderilebilir.
İnsanlar da bugünkü gibi sanayinin durduğu salgınlarda gelecek ve geçim kâbusu yaşamaktan kurtulur.