Bu kiriz… Daha doğrusu, dünyanın tümünün mücadele ettiği koronavirüs belası toplumsal anlamda çarpıcı bir özelliğimizi ortaya çıkardı: Paniğe kapılmak.
Öyle ki…
Daha virüsle mücadele başladığında sosyoekonomik düzeyi yüksek kesimlerde bulunan marketlerin yağmalandığını, raflardaki makarna yanında deterjan, dezenfektan, temizlik malzemelerinin adeta yağmalandığını gördük.
Sonra…
Bu salgın sosyoekonomik düzeyi daha düşük semtlerdeki zincir marketlere yansıdı. Oralarda da evleri dezenfekte etmek için çamaşır suyu ve sirke öncelikle yağmalanan ürünler oldu. Makarna raf yağmasının adeta sembolüydü.
Böyle bir stokla ne olacağını hep birlikte beklemeye başladık.
Evde kalmaları istenen kesimlerin çoğu bunun arkasından sokağa çıkma yasağı geleceği kaygısıyla o alışverişleri yaptı. Beklenen o sokağa çıkma yasağı ise geride bıraktığımız hafta sonu geldi.
Bu kez de…
2 saat kala duyurulan yasak öncesi insanlar evlerinden fırlayıp gece yarısı açık buldukları market benzeri neresi varsa adeta yağmaladılar. Bazı yerlerde sabah açılacak pazar için geceden ürününü getiren pazarcıların tezgahlarına dalındığını bile gördük.
O yasak pazar gece yarısı bitti.
Gelin görün ki…
Pazartesi sabahı rutin alışveriş için uğradığımız marketi görünce yeniden şaşırdık. Pazartesi sabahı saat 10.30 olmasına karşın marketteki yoğunluk pazar akşam saati alışverişi kalabalığıydı.
Pek çok kişi, bu hafta sonu da sokağa çıkma yasağı gelebileceği düşüncesiyle ne buluyorsa alıyordu.
Önünden geçtiğimiz bir marketin kapısından kaldırıma uzanan kuyruk gördük.
Bütün bunlar…
Toplum olarak paniğe kapılmayı sevdiğimizi gösteriyor. Bununla birlikte yine toplumsal anlamda inanılmaz bir gevşeme sergiliyoruz.
Örneğin…
Güzargahımız olan Mudanya Yolu ve Acemler’den Otosansit’e kadar trafik virüs öncesi günlerden hiç farklı olmadığı için şu çağrıyı yapma gereği duyduk:
Sevgili Bursalılar.
2 günlük sokağa çıkma yasağı bitti, koronavirüsle mücadele henüz bitmedi. Bu savaşı kazanacağız, ama hep birlikte dişimizi sıkmamız gerekiyor.
Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayıp biraz daha evde kalacağız. Başka yolu yok.
