Bu sayfaların okurları biliyorlar… Kısa adı Gümçed olan Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği’nin yıllardır Bursa için sürdürdüğü çalışmaları yakından izliyoruz.
Hatta…
Yaptıkları pek çok girişimi de sayfalarımıza taşıyoruz.
Çünkü…
Başta Gümçed Genel Başkanı Adnan Önürmen olmak üzere, Bursa’nın en önemli çevre koruma derneği kabul ettiğimiz Gümçed’in yöneticilerini tüm bu çalışmaları sırasında “Bursa’nın çevre fedaisi” olarak görüyoruz.
Onlar da…
Gerçekten cansiperane bir şekilde Bursa için çalışıyorlar.
Ancak…
Son dön8emde Gümçed hakkında bazı iddialar gündeme geliyor. Başlangıçta bu iddialar, aynı kulvarda faaliyet kapsamında çekişmeye yönelikti.
Fakat…
Sonraları işi içine hiç ilgisi olmayan kurumsal yapılar girdiler. Üstelik, ilgisi olmadıkları halde bu kurumsal yapılar ağır suçlamalarda bulundular.
O süreçte…
Gümçed bu iddiaların hiçbirine cevap vermedi. Bursa için çalışmayı, Bursa’nın değerlerini korumak için uğraş vermeyi sürdürdüler.
Ama…
İddialar değişik alanlarda sürdürülünce, ilk kez suskunluklarını bozdular ve çok geniş kapsamlı bir açıklama yaptılar.
Gümçed Genel Sekreterliği imzasıyla yapılan açıklamada Gümçed’e yönelik tüm iddialara içten cevaplar veriliyor.
Biz de…
Biraz da kayıtlara geçmesi arzusuyla, Gümçed Genel Sekreterliği’nin haklarındaki tüm iddiaları tek tek yazıp detaylı bilgi verdikleri ve önemli bulduğumuz bu açıklamayı aynen yayınlıyoruz.
İşte Gümçed’in açıklaması:
••••••••••
Kurulduğu 1990 yılından bu yana Güney Marmara Bölgesi’nin çevresel ve kültürel gelişimine katkı sağlamakla birlikte yaşadığımız çevrenin korunmasına yönelik etkili mücadeleler sergileyen Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (Gümçed), 20 yıldır başta Bursa olmak üzere Çanakkale, Balıkesir, Yalova ve Bilecik il ve ilçelerindeki şubeleriyle çalışmalarını sürdürmektedir.
Gümçed, 20 yıldır çevreye ve kültürüne duyarlı bir sivil toplum örgütü olarak yapmış olduğu mücadelesinde örnek gösterilecek başarılara imza atmakta ve kamuoyunun takdirini kazanmaktadır. Gümçed olarak yaptığımız bu çalışmalarda başta köylümüz olmak üzere tüm kesimlerle birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmekteyiz. Gümçed, hiçbir zaman belirli bir siyasi düşüncenin tarafında yer almamakta, çevremizin ve kültürümüzün korunmasından başka bir ideolojik düşünceyi de barındırmamaktadır.
Derneğimizin 20 yıldır doğal ve kültürel hayatımızın korunmasına yönelik sürdürdüğü başarılı çalışmaların arkasında daima bölge insanıyla uyum içerisinde olmasıdır.
Örnek verecek olursak; Kaz Dağları’ndaki maden arama çalışmalarına karşı Gümçed Edremit Körfezi Şubesi’nin bölge halkıyla birlikte topladığı 100 bin imza TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur. Gümçed Genel Merkezi’nin Mustafakemalpaşa’daki altın arama faaliyetlerine karşı gerçekleştirdiği eylemler, Erdek’te yapılması düşünülen LPG istasyonuna karşı toplanan 6500 imza ve hukuk zaferi, son olarak Avdancık ve İsmetiye’de olduğu gibi doğaya zarar veren maden ve taş ocaklarına karşı alınan sayısız hukuksal zaferler, Uludağ Yolu’ndaki ormanların talan edilerek yapılaşmaya açılması düşüncelerine karşı kazanılan hukuk zaferi, Atatürk Stadyumu’nun SİT kapsamına alınarak korunması gibi eylemsel ve hukuksal mücadele örneklerini sayabiliriz.
Derneğimiz sadece çevresel çalışmalarla verdiği mücadeleyle değil kültür, sanat ve spora verdiği destekle de sosyal sorumluluklarına devam etmektedir. Gümçed olarak gerek genel merkezimiz gerekse de il ve ilçe şubelerimizin yaptığı fotoğraf sergileri, çeşitli köylerde yapılan pilav günleri, “Savaşsız Sömürüsüz Bir Dünya İçin” sloganıyla gerçekleşen etkinlikler, Bursasporlu futbolcularla birlikte yapılan söyleşi günleri, Bursaspor taraftar gruplarıyla birlikte gerçekleştirilen hatıra ormanı gibi sosyal, kültürel ve sportif projelerin de içinde yer almaktadır.
Gümçed olarak 20 yıldır sergilediğimiz başarılı çalışmaları gerçekleştirirken bir takım çevrelerin de haksız eleştiri, iftira ve saldırılarıyla hep karşı karşıya kaldık. Gümçed hiçbir zaman bunları kamuoyunda dillendirmemekle birlikte, polemik ve tartışmalardan uzak kalmaya daima özen göstermiştir. Bunun bir benzeri son haftalarda yine yapılarak derneğimize karşı organize şekilde iftira ve karalama kampanyaları yürütülmüştür. Üzerimize atılan çirkin iddiaların hiçbir şekilde aslı astarı ve belgesi bulunmadığı halde karalama kampanyaları devam etmiş, fakat bunlara rağmen kamuoyu desteği arkamızda her zamankinden daha fazla yer almıştır.
Gümçed bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi savunduğu değerleri para veya başka çıkar amaçları için asla kullanmamış, kullananların da yanında olmamıştır. Fakat, elinde hiçbir belge olmadan iftira kampanyaları başlatan bir takım çevreler parayı ilk günden beridir dillerinden düşürmemiştir.
Gümçed’in hiçbir bankada hesabı veya herhangi bir yerde kasası bulunmamakla birlikte faaliyetlerini, gelir ve gider hesabını daima Bursa Valiliği’ne bağlı İl Dernekler Müdürlüğü’nün denetiminde yürütmektedir.
Değerli Çevre Dostları,
Gümçed Genel Sekreterliği olarak son haftalarda derneğimize karşı yapılan iftira ve saldırı kampanyalarına yönelik bu zamana kadar hep susmayı tercih ettik. Ne yazık ki iftira çevrelerinin yıllardır ısıtarak kamuoyunu yanıltmaya yönelik iftiralarına artık bir “DUR” demenin vakti geldiğine inandığımız için üzerimize atılan iddiaları tek tek belgeleriyle cevaplamaya karar verdik.
Yeşilşehir (Yasemin Park) ile ilgili iddialar:
Bu zamana kadar ki atılan en eski iftiralardan birisi olan ve yapımı Çağlar Holding tarafından 1996 yılına dayanan Yeşilşehir (Yaseminpark) konutlarıyla ile ilgili olarak derneğimizin 30 bin TL rüşvet alarak davadan geri çekildiği dedikodusudur. Gümçed kayıtlarında ve yönetim kurulu kararlarında derneğimiz tarafından açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. Söz konusu dava Demirtaş Belediyesi’ne karşı o bölgede oturan 2 vatandaş tarafından açılmıştır. Gümçed’in izni ve onayı olmadan Orhaneli Termik Santrali ile ilgili avukatlara verdiği vekâletname kullanılarak söz konusu davaya müdahil edilmiştir. Belirli bir süre sonra dernek yönetiminin tesadüfen öğrendiği bu gelişmeyle ilgili dernek yönetimimiz o dönemki Gümçed Genel Başkanı Bora Akçay tarafından toplanmış ve teknik yönden yapılan incelemeler sonucunda 25.04.1996 tarihinde şu kararları almıştır.
1- Gümçed’te görev yapan gönüllü teknik elemanların yapmış oldukları incelemede adı geçen yerin iddia edildiği gibi tarım amacı ile kullanılmasının devamının mümkün olmadığı.
2- Yoğun bir gecekondulaşmanın tehdidi altında bulunduğu ve çevresindeki diğer alanlarda olduğu gibi parsellenerek satılması halinde çok daha büyük ölçüde rantların elde edileceğinin görüldüğünü.
3- Teklif edilmiş bulunan imar planında taban alanların yoğunluğunun irtifaya verilmesi yolu ile kütleler arası yeşil alanların azami ölçüde tutulduğu
4- Çevreyi kirletici unsurların arıtma ve filitrasyon yolu ile engelleneceğinin programlandığı,
5- Ovada parsel parsel oluşan (Doğanevler Mh.) gecekondulaşma olgusunun burada da tekrarlanmasının engellenmesinin mümkün olmadığı görülerek Gümçed yönetim kurulu iradesi dışında müdahil yapılan davadan çekilmiştir.
Gönen’deki Çeltik üreticisiyle ilgili iddialar:
Diğer yandan 2006 yılında Uluabat Gölü kıyısında yasadışı çeltik üretimiyle ilgili derneğimize yapılan şikayetlerden sonra bölgede inceleme yapılmış, söz konusu çeltik üreticisi firma yetkilisi ile Gönen’de bir araya gelinmiştir. Firma yetkilisinin Ramsar Sözleşmesi’nden haberdar olmadığı, sadece firmanın değil bölge halkının da Uluabat Gölü kıyısında yasadışı bir şekilde çeltik üretimi yaptığı ortaya çıkmıştır. Gümçed Genel Başkanı Adnan Önürmen ve dernek yöneticilerimizin Gönen’de yürüttüğü çalışmayla bölge halkı ve söz konusu firmayı suçlamak yerine Ramsar Sözleşmesi ve çeltik üretiminin Uluabat Gölü’ne vereceği zararlar hakkında bilgiler verilmiştir. Gümçed’in yaptığı bu çalışmalar sonrasında özellikle firma yetkilisi Uluabat Gölü’ndeki çeltik üretimini tamamen durdurmuştur.
Mustafakemalpaşa’daki AFÖS ve MARZINC Projesi:
AFÖS tarafından Mustafakemalpaşa’nın İnatlar Köyü’nde yapılması planlanan geri dönüşüm tesisiyle ilgili olarak bir takım çevrelerin “Gümçed İnatlarla ilgili hiçbir şey yapmadı” iddiası tamamen yersizdir. Gümçed olarak defalarca bölgeye traktörler giderek köy muhtarı ve köylülerle bir araya gelerek konuyu yerinde inceledik. Ağır sanayileşmede her geçen gün büyük atılımlar yapılan ülkemizde bu tarz tesislerin yapılmasının son derece büyük önem taşımasına rağmen söz konusu tesisin İnatlar Köyü’nde yapılmasının bölge halkına ve tarıma büyük zararlar vereceğini sürekli olarak kamuoyunun gündemine taşıdık. Konuyla ilgili başta Bursa gazeteleri olmak üzere Aksiyon Dergisi’ne verdiğimiz beyanatlar bunun kanıtıdır. Bununla birlikte Gümçed Genel Başkanı Adnan Önürmen, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Antalya’da bir araya gelerek konuyu ve süreci kendisine aktarmıştır. Bu görüşme sonrasında Ankara’da diğer ilgili üst düzey bürokratlarla da bir araya gelinmiştir. Yapılan bu girişimler sonucu olay Başbakanlık olmak üzere bakan ve ilgili bürokratların dikkati çekilmiştir. Şimdi burada “Gümçed İnatlar’da hiçbir şey yapmadı” diyenlere şu soruyu bir kez daha sormak lazım. Sizce bu çalışmaların sonucunda birinci yapılan ÇED toplantısında izine bile rastlanmayan AK Partili siyasetçiler neden ikinci ÇED toplantısına tam kadro katılarak bizde karşıyız dedi?
Diğer taraftan yine Mustafakemalpaşa’da yapılması planlanan Marzinc Geri Dönüşüm Tesisi’ni Bursa kamuoyunun gündemine taşıyan ilk Gümçed olmuştur. Yukarıda da belirttiğimiz üzere bu tarz firmaların yapılmasının önemli ve gerekli olduğunu düşünmemize rağmen firma yetkililerinin derneğimize yaptığı ziyarette de kendilerine belirttiğimiz gibi çevresel konularda kaygılar taşıdığımız beyan ettik. Fakat öte yandan firmanın yetkililerinin yanlış yönlendirildiği ve firmaya tamamen düşman gözüyle bakılıp diyalog kurma tarafına gidilmediği ve olayın farklı boyutlar taşıdığını gördüğümüzden dolayı sessiz kalmayı tercih ettik.
Akros Çimento Fabrikası:
Gümçed olarak Yenişehir’in Burcun Köyü’nde yapılması düşünülen Akros Çimento Fabrikası’yla ilgili tarafımızdan yapılan incelemeler sonucunda, projenin çevresel etkileri üzerine kaygı duymamızdan sonra bölgede çalışmalar başlattık. Bir yılı aşkın bir süre boyunca söz konusu firmanın çevreye vereceği etkileri konusunda gerek hukuksal zeminde gerekse de bölgede yaptığımız çalışmalarla konunun takipçisi olduk. Açıklamamızın başında belirttiğimiz gibi Gümçed gücünü bölge halkıyla uyumlu birlikteliğinden almakta olmasına rağmen tam aksi bir şekilde bölge halkının yatırımı ciddi anlamda istediğinin farkına vardık. Sürekli olarak bölgedeki köylülerden derneğimize telefon ve mektuplar aracılığıyla yatırımın önünde engel olmamamız gerektiği yönünde görüşler sunuluyordu. Bunun son örneğini Yenişehir’e bağlı Burcun, Paşayayla, Fethiye, Kıblepınar, Bayırköy, Menteşe, Toprakocak, Yeniköy, Karacaali, Kavaklı ve Süleymaniye Köyü muhtarlıklarından aldığımız mektuplar takip etti.
Öte yandan söz konusu firmanın tesislerinin davayı açtığımız süreçtekinden farklı olarak tamamen çevreye duyarlı, geri dönüşüm atıklarının çinicilik gibi alanlarda kullanılabilen, tesislerin son teknolojiyle donatılarak baca gazı ve toz emisyonlarının en aza indirilerek tasarlanmış, en önemlisi insan ve çevre sağlığı dikkate alındığında yeraltı ve yer üstü kaynaklarıyla birlikte tarım alanlarının korunacağını ÇED raporlarında inceledik. Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen bilimsel raporda derneğimiz tarafından olumlu karşılanmıştır. Bununla birlikte söz konusu davadan feragat etmemizin en büyük sebeplerinden birisi de fabrikanın enerji ihtiyacının bir bölümünü rüzgar santrallerinden elde edileceği, dünyada ve ülkemizde ilk defa hidrojen katkılı yakıt ünitesinin kurulacağı açıklamaları olmuştur.
Derneğimiz, bilimsel incelemelerinin yanında ekonomik anlamda da söz konusu yatırımın bölgede 3 bine yakın kişiye istihdam sağlayacağı ve 200 milyon Euro’yu kapsadığı yönünde yapılan açıklamaları da dikkate alarak bölgede yerel bir kalkınma yaratacak projenin ve köylünün önünde engel olmaktan vazgeçerek davadan geri çekilme kararı almıştır.
Gümçed bu zamana kadar ki aldığı tüm kararlarda olduğu gibi bu kararında da bilimsel ve vicdani olarak son derece rahattır. Gümçed hiçbir zaman rant veya çıkar ilişkilerinin içinde olmamıştır. Söz konusu dava halen daha devam etmektedir. Yargının vereceği karar her ne olursa olsun Gümçed kendine göre doğru olanı yapmıştır. Gümçed için bu zamana kadar yapılan en büyük eleştirilerden birisi olan “sanayileşme düşmanlığı” tezi de ortadan kaldırılmıştır. Ne var ki kamuoyunun da tepkisi düşündüğümüz anlamda gerçekleşmiş, bir takım çevrelerin yaptığı karalama kampanyası tamamen ters tepmiştir. Gümçed’e her zamankinden daha fazla destek ve daha fazla övgü kamuoyu tarafından gelmiştir.
Gümçed geçtiğimiz hafta Demirtaş Çim Kayağı tesislerine yakın bölgede ruhsat verilen taş ocağına karşı aldığı hukuk zaferinde görüleceği gibi sözde değil özde çalışmalarına devam etmektedir. Bir takım çevrelerin sadece elektronik posta ve fısıltı gazetesi üzerinden konuştuğu gibi değil, eylem ve hukuksal zeminde vermiş olduğu mücadelelerle etkili çalışmalarına devam edecektir.
Bilgilendirme yazısını Gümçed Genel Başkanımız Adnan Önürmen’in her zaman söylediği, “Kalkınma; çevreyi, köylüyü ve yoksulu göz ardı etmeden olmalı. Rastgele kalkınma yerine ekosistemi içine alan ekoekonomi konsept politikaları geliştirilmelidir” sözleriyle tamamlıyoruz.
Kamuoyunun bilgisine sunulur.