Hastane yangınları “hasta güvenliği” sorununu gündeme getirdi, Bursa Tabip Odası 9 maddelik rapor yayınladı

Önce… 2009 yılının mayıs ayında Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde yangın çıktı ve bu yangında 9 hasta yaşamını yitirdi. Sonra da iki gün önce iki hastane yangını birden yaşandı. Gece Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nde, aynı gün öğleden sonra da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yangın çıktı.
Bu iki yangında can kaybı yaşanmaması elbette sevindirici.
Fakat…
Bursa sağlık alanında Türkiye’nin gündemine son dönemde hastane yangınları ile gelir oldu.
Bu da…
Öncelikle hasta güvenliği açısından önem taşıyor.
Son iki yangının, yani Ali Osman Sönmez Onokoloji Hastanesi ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çıkan yangınların ardından Bursa Tabip Odası 9 maddelik bir rapor yayınladı.
Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Kayıhan Pala imzasıyla yayınlanan raporda çok çarpıcı tespitler var.
Bir…
“Bursa son birkaç yılda bazıları aynı hastanede olmak üzere, kamu hastanelerinde irili ufaklı yangınlar yaşadı. Bu yangınlardan bir tanesinde dokuz yurttaşımız yaşamını yitirdi. Bu yangınların ardından ne yazık ki kentteki bütün hastaneleri kapsayan yangın güvenliğine ilişkin bir toplantı gerçekleşmedi. Bursa Tabip Odası başta kamu hastaneleri olmak üzere tüm hastanelerin yangın güvenliği alanındaki durumunu gözler önüne serecek bir toplantının yapılması gerektiğini bir kez daha yinelemektedir. Bu toplantının İl Sağlık Müdürlüğü’nün çağrısıyla başta ilgili meslek odaları, sendikalar ve üniversitedeki bilim insanları olmak üzere hastanelerin  başhekimleri ile yangın güvenliği alanındaki çalışanlarının katılımıyla konunun tüm taraflarını kapsayacak biçimde düzenlenmesi önem taşımaktadır.”
İki…
“Onkoloji Hastanesi yangınındaki ilk bulgular, Sağlık Bakanlığı’nın ivedi olarak devlet hastanelerine yangın güvenliği ile ilgili olarak kaynak ayırması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Samanlı’ya 300 milyon Avro tutarında bir kaynak ayırarak; Bursa’nın gereksinimlerini karşılamaktan uzak bir yatırım gerçekleştirilmeden önce; mevcut devlet hastanelerinin yangın güvenliği de içinde olmak üzere hasta güvenliğini tehdit eden risklerinin ortadan kaldırılması zorunludur. Samanlı Kampüsü için ayrılan paranın onda biriyle tüm devlet hastanelerinin elden geçirilmesi olanaklıdır.”
Üç…
“Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki yangın, ilk belirlemelere göre hastanenin çatısındaki onarım sırasında çıkmıştır. Onarım, ihaleyi alan bir taşeron şirket tarafından gerçekleştirildiği sırada; dikkatsizlik ve ihmal yüzünden yangın çıkmış ve hastanenin bir bloğu yangın yüzünden önemli bir maddi hasara uğramış durumdadır. Bu yangın ile birlikte devletin taşeron şirketler yoluyla aldığı hizmetlerin bir kez daha gözden geçirilmesi gereği doğmaktadır. Yangınla birlikte, hasarı kimin karşılaması gerektiğinden, ihale mevzuatında ve taşeron şirketlerin denetimindeki sorunlara kadar pek çok soru yanıt beklemektedir. Burada asıl olan, taşeron firmaların çalışmaları yüzünden bir daha yangın ve benzeri olayların nasıl önleneceğine ilişkin kamuoyunun ikna edilmesi olmalıdır.”
Dört…
“Onkoloji Hastanesi’ndeki yangında rastlantısal olarak yangın kısa sürede, çalışanlar tarafından fark edilmiştir. Hastanede yangın/duman algılama sistemi bulunmamaktadır. Yangının kısa sürede kontrol altına alınarak elektrik panolarına sıçramaması önemlidir. Yangının kontrol altına alınmasında, hastaların taşınmasında ve yangından birkaç saat sonra hastanenin hizmetlerine devam etmesinin sağlanmasında gerek hastane yöneticilerinin gerekse sağlık çalışanlarının büyük katkısı olmuştur. Hepsine teşekkür ediyoruz.”
Beş…
“Tıp Fakültesi’ndeki yangın kısa sürede geniş bir alana yayılmış ve yatan hastaların yaklaşık üçte birinin ivedi olarak tahliye edilmesi gerekmiştir. Hastaların tümü; kısa sürede ve sağlıklarına herhangi bir zarar gelmeden hastanenin uygun birimlerine taşınmıştır. Gerek yangına müdahale edilmesi, gerekse de hastaların taşınması sırasında başta Dekan ve Başhekim olmak üzere tüm yöneticiler ve sağlık çalışanları büyük bir özveri ile çalışmışlardır. Hepsine teşekkür ediyoruz.”
Altı…
“Bursa, özellikle Tıp Fakültesi’ndeki yangın sırasında önemli bir sınav vermiştir. İtfaiye örgütü kısa sürede yangın yerine ulaşmış, güvenlik güçleri geçiş önceliği olan araçlar için yolları açmış, arama-kurtarma ekipleri kısa sürede olay yerine ulaşmışlardır. 112 ekipleri ve tüm hastaneler İl Sağlık Müdürlüğünün organizasyonu ile hasta taşımaya ve kabule hazır hale getirilmişlerdir. Başta itfaiye örgütü olmak üzere, yangınların söndürülmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”
Yedi…
“Bursa’daki yangınlar, yangına hazırlığın ve yangın güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Hastanelerin yangınla ilgili risklerinin azaltılmasının yanında, çalışanların yangına hazır olmasını sağlamak için eğitimler düzenlemek ve tatbikatlar yapmak gerekmektedir. Bu konunun  altını bir kez daha çizmek istiyoruz.”
Sekiz…
“Bursa’daki kamu hastanelerinin gerek deprem gibi doğal afetler, gerekse de yangın gibi insan kaynaklı afetler olmak üzere risk değerlendirmeleri yapılmalıdır. Bu konuda geçmiş yıllarda hazırlanmış raporlar güncellenerek bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunulmalıdır.”
Dokuz…
“Her iki yangın için de konunun uzmanları tarafından hazırlanacak raporlar tüm ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklanmalıdır. Demokrasinin vazgeçilmez ögesi saydamlık ve hesap verebilirliktir. Saydam bir biçimde raporların açıklanmasının ardından sorumlular hakkında yapılan işlemlerle ilgili olarak da toplum bilgilendirilmelidir.”
İşte…
Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Kayıhan Pala tespitlerini ortaya koyduğu 9 maddelik raporun ardından önerisini de şöyle dile getiriyor:
“Bursa’da yaşanan iki yangında yaralanma ve can kaybı olmaması memnuniyet verici olmakla birlikte; bundan sonra yaşanacak yangınlarda olmayacağının teminatı değildir. Hastalarımızın güvenle başvurabileceği hastaneler için ivedi olarak hasta güvenliğine yönelik risklerle ilgili durum saptaması yapmak ve kısa, orta, uzun erimli eylem planları oluşturarak bir an önce uygulamaya koymak gerekmektedir.”
Son cümlesi ise uyarı:
“Yoksa, yarın çok geç olabilir.”