
Şunu biliyoruz… Sağ partilerdeki organizasyon alışkanlığı sosyal demokrat partilerde yok. CHP de bu anlamda, toplumsal organizasyon sınavlarına takılan bir parti olarak akıllarda yer alıyor.
Nitekim…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerek 24 Haziran seçimleri öncesinde, gerek 30 Mart 2014 yerel seçimi ve 7 Haziran 2015 genel seçimi öncesindeki Bursa ziyaretlerinde salon toplantıları vardı, ama bu toplantılar bazı yerlerde kalabalık görüntü vermelerine karşın coşku olarak ilgi eksikliği sergiliyordu.
Bu kez…
Hem Kestel’de, hem Gürsu’da, hem Osmangazi’de Millet İttifakı’nın CHP’li adaylarına destek istemek için düzenlenen toplantılar geçmiştekilerin hepsinden hem daha kalabalık, hem daha coşkulu geçti.
Görüldü ki…
3 ilçenin salonlarında karşısına çıkan kalabalık ve coşku Kılıçdaroğlu’nun da moralini ve Bursa umudunu arttırmış.
Bu noktada…
Şunu da bir kez daha vurgulamakta yarar var.
CHP lideri bu tür ortamlardaki konuşmalarını bir metinden değil, önündeki notlardan yola çıkarak yapıyor ve bu da kopuk kopuk ifadeler olarak yansıyor,
Gerçi…
Bu yöntem daha samimi bir konuşma olarak yansıyor, ama konuşma bütünlüğü olmadığı için mesaj anlamında hedefine tam ulaşamıyor.
Buna karşın…
Konuşmalarında 3 noktanın üzerinde durdu:
Birincisi…
Gittiği ilçelerde en pahalı suyu Bursalıların içtiğini söyledi ve adayları adına suyu ucuzlatma sözü verdi.
İkincisi…
Yine 3 ilçedeki salon toplantılarında yaptığı konuşmalarda Bursa’da ulaşımın pahalı olduğu vurgusunu özellikle yaptı.
Üçüncüsü…
Kentsel dönüşüm konusunda görevdeki AK Parti’li belediyelere yönelik eleştiriler getirdi. Osmangazi’de buna restorasyonu ekledi. CHP adaylarının seçilmeleri halinde “her kararı halka danışarak alacaklarını” söyledi.
Belediyelere bir de sosyal sorumluluk yükledi:
“Binlerce çocuğun gece yatağa aç girdiği bir kentte, milyonlarca işsizin sokaklarında dolaştığı bir kentte huzur olmaz.”