

Karar alınışıyla, süresiyle, koşullarıyla, adaylarıyla, meydanlarıyla, sistem tartışmalarıyla geçmiş seçimlerden çok farklı bir seçim sürecini geride bıraktık.
Sonucu da farklı oldu. Meydanların görüntüsüyle sandıktan çıkan sonuç birbirine uymadı.
Nedenini…
Siyaset Sosyoloğu olarak Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay yorumlarken önce “ikisinin mantığı ayrı, karıştırmamak lazım” deyip cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin farkına dikkat çekti:
“Cumhurbaşkanı seçiminde şahıslar belirleyici. TBMM seçimindeyse değişim, doktrin, program gibi faktörler etkili.”
Bu noktada…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile diğer adaylar arasındaki farka dikkat çekti:
“Bu seçimle Türkiye’de yönetim sistemi değişti. Bana göre en önemli nokta şuydu: Bir sistem değişikliği yapılıyor ve bu yeni sistemin mucidi sistemin başında. Diğer adaylar sistemin mucidiyle yarıştı.”
Ardından…
“Konuya bu noktadan bakmak lazım” dedi ve ekledi:
“İşte burada muhalefetin bir paradoksu karşımıza çıkıyor. Bana göre bunun üzerinde pek durulmadı.”
Şunu anımsattı:
“Bu seçimde yalnızca Cumhurbaşkanı seçmedik, sistemin seçimini de yaptık. Adı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olan yeni bir sisteme cumhurbaşkanını seçerek onay verdik.”
Paradoks şu:
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın karşısındaki adayların konuşmalarında şunu gördüm: Hepsi iktidara geldiğinde, eleştirdikleri o sistemin figürü rolünü oynayacak şekilde konuştu.”
Örnek verdi:
“Rütbesini sökerim, yıkarım, bozarım, kaldırırım… Böyle konuştuğunuzda bu sistemin mucidi olan güçlü kişinin yerine kendinizi koyuyorsunuz.”
Şunu vurguladı:
“Bir anlamda ‘Gelirsem ben de onun gibi yapacağım’ diyorsunuz. Bana göre muhalefet adaylarının en büyük paradoksu buydu ve bunu aşamadılar.”
Şunu da ekledi:
“Yani, bir yandan sisteme karşı olup antidemokratik bulurken diğer yandan o sistemin başındaki kişi edasıyla konuşmak inandırıcı olmadı.”
Görüşü şu:
“Seçmenin de kafası karıştı. Söylenenleri inandırıcı bulmadı. Mitinglere gittiler, ama ‘Bildiğim, tanıdığım, somut şeyler de yapan biri var, bunu riske etmeye değmez’ deyip güvenilir bulduğunu yeniden seçti.”