Aslında… MHP’deki değişim yanlılarının kurultay isteğiyle Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun sonuçlanması bekleniyordu.
Ancak…
Mahkeme davacı konumundaki değişimciler ve davalı konumundaki MHP Genel Merkezi’nden bazı belgeler istediği için karar da 8 Nisan’a kaldı.
Yani…
Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi, 8 Nisan günü MHP kurultayının yapılıp yapılmayacağına karar verecek.
Ancak…
Gerek MHP’deki gelişmeler, gerek siyasal konjonktür mahkemeden çıkacak kararın hukuki sonuçlarından daha çok siyasal sonuçları olacağını gösteriyor.
Çünkü…
İktidardaki AK Parti tarafından, merkezinde başkanlık sistemi bulunan ve ilk kez tümünü sivillerin hazırlayacağı yeni bir anayasa gündeme getirdi.
Ne var ki…
AK Parti’nin milletvekili sayısı, anayasayı Meclis’te kabul etmeye yetmiyor. Anayasayı millete, yani referanduma götürebilmek için 14 milletvekilinin daha oy vermesi gerekiyor. Bu da, muhalefet partilerinden 14 milletvekilinin AK Parti doğrultusunda oy vermesi anlamına geliyor.
Elbette Meclis’teki milletvekillerinin iradelerinin ne yönde karar vereceği önceden bilinmez. Hatta, süreç içinde partiler arası mutabakat sağlanması bile söz konusu.
O bakımdan…
“Muhalefet katılmazsa biz de kendi anayasamızı hazırlar milletin karşısına çıkarız” yaklaşımı içindeki AK Parti’nin önümüzdeki süreci belirleme hamlesinin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini kestirmek mümkün değil.
Siyasi kulisler…
Mahkemenin kurultaya gerek görmemesi halinde, değişim isteyenler arasında MHP’den ayrılmayı düşünenlerin çıkabileceğini ve MHP Grubu’nun bölünebileceğini konuşuyor.
İşte…
Önümüzdeki sürece ilişkin üretilen tüm siyasi senaryolar tam da bu noktadan başlıyor. Çünkü, mahkeme kararından sonra ortaya çıkacak tablo ile siyaset sahnesinin yeniden kurgulanması arasında bağlar kuruluyor.
Önündeki dosyaya yalnızca hukuki kriterler çerçevesinde bakıp karar verecek olan mahkemeyi bu tür spekülasyonlar elbette etkilemez, ama kulislerin 8 Nisan sonrası spekülasyonlarının bu karara göre geliştiğini de söylemek gerekiyor.