Seçimdeki sürpriz sonucun sırrı bu soruda: Yan yana gelmeyen 2 parti seçmeni aynı partide nasıl buluştu?

Pazar gününe kadar seçmenin sessizliği siyasetçiler için kaygı verici bir durumdu. Pazar sabahıysa, 7 Haziran’dan beri renk vermeyen seçmenin sandığa koşarak gösterdiği katılım yüksekliği demokratik heyecan açısından önemliydi.
Sandıklar açıldığında…
Herkes için sürpriz kabul edilen bir durum ortaya çıktı.
Gerçi…
AK Parti’nin birinci parti olması bekleniyordu ve “Tek başına iktidar olabilir mi, olamaz mı?” tartışmaları yapılıyordu, ama sandıktan seçim zaferi çıktı.
Bursa’da yeniden 11 milletvekiline ulaşan AK Parti’nin kazandığı 317 milletvekilliği tek başına iktidarın ötesinde bir siyasi güç ortaya koyuyor.
Şimdi…
Pazar akşamından beri AK Parti’nin nasıl kazandığı yorumları yapılıyor, bizler de bunları okuyup dinliyoruz. Yine, muhalefet partilerini sorgulayan yorumlar da var.
Ne var ki…
1 Kasım seçiminin sonuçlarını irdelerken dikkat edilmesi gereken çok kritik bir ayrıntı var:
AK Parti bu sonuca ulaşırken hem MHP’den, hem HDP’den önemli oranda oy aldı. Oy aldığı partilere CHP ve Saadet’i de eklemek gerekir.
Hadi…
CHP’yi ayrı bir kategoriye koyalım ve buradaki merkez oyların yöneldiğini düşünelim. Saadet’i de AK Parti’nin içinden çıktığı yuva olarak görüp siyasi yakınlık kabul edelim.
Fakat…
Biri Türk milliyetçisi, diğeriyse Kürt milliyetçisi olan tam ters kutuplardaki iki partiden aynı anda yüklüce oy almak çok özel bir sonuç ortaya çıkarıyor.
O bakımdan…
Birbirine hiç de iyi bakmayan ve bir araya bile gelmeyen iki partinin seçmeninin AK Parti’de buluşuyor olmaları daha özel bir sorgulama ve yorum gerektiriyor.
Onu da…
Siyasetin yapabilmesi mümkün değil. Çünkü bu tablo siyasetle izah edilemez. Oysa toplum bilimciler iki ayrı kutbun bir partide birleşmesi için sosyolojik bir araştırma yapmalılar.
Hem de zaman yitirmeden sıcağı sıcağına bu araştırmayı yapmalılar. Yoksa, bu tablo açıklanamaz.