Gündemde… CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un yaptığı açıklamalar nedeniyle istisnai kadrolar konusu var. Koç bu yolla devlet memurluğu giriş sınavı KPSS’ye katılmadan istisnai kadro üzerinden işe yerleştirilenlere ait torpil listeleri açıklıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da iddiaları gündemde tutuyor.
Konuyu…
Devlet Personel Başkanlığı’nın bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e sorduk.
Önce…
Uygulamayla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Yasanın verdiği yetkiyle, Bakanların özel kalem müdürü, basın müşaviri ve 1 müşaviri KPSS’ye girmeden istisnai kadrodan alma yetkileri var.”
Yetkinin nedenini şöyle açıkladı:
“Bakanın en yakın çalışacağı kişilere güvenmesi gerekir. Kendini anlayan, tanıyan ve yapmak istediğini çabuk kavrayan kadrolarla çalışmak ister.”
Şunu sordu:
“Benim Özel Kalem Müdürümü Sayın Haluk Koç ya da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu acaba CHP Genel Merkezi’nde yanlarında çalıştırırlar mı?”
Sorusuna…
“Elbette çalıştırmazlar” cevabı verip devam etti:
“Bu açıklamalar devleti tanımamak, bürokrasi yönetiminden bihaber olmak, 85 yıllık uygulamayı bilmemekten kaynaklanıyor.”
Adını da koydu:
“CHP, bu yolla çamur at izi kalsın siyaseti yapıyor.”
Şu sorusu da önemli:
“Şimdi ben soruyorum: Sayın Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki danışmanları kimler? İşe KPSS ile mi alındılar? CHP’li milletvekili arkadaşlarımızın çalıştıkları elemanlar devlet memuru mu, yoksa Meclis’in verdiği yetkiyle mi alındılar?”
Şunu vurguladı:
“Her milletvekili, kendi yöresinden bildiği, tanıdığı 2 kişiyi danışman olarak çalıştırabiliyor. Bunlara KPSS gerekmiyor.”
Yaklaşımı şu:
“Bunu kendileri de bilmelerine rağmen çamur atma yoluyla bir şey söylermiş gibi yapıp kafa karıştırıyorlar.”
Konunun gündeme getirilme nedeni olarak şunu düşünüyor:
“Sayın Başbakan Meclis’te Sayın Kılıçdaroğlu’nun 70 akrabasını işe yerleştirdiğini, 444 kişiyi de sınavsız işe aldığını söyleyince atraksiyon olarak bunu geliştirdiler. Bu yolla açıklarının kapanacağını zannediyorlar.”
Ardından…
“Kaldı ki, kadrolaşma asıl CHP’nin mesleği gibi. Hatırlanacaktır, eski Adalet Bakanı ‘CHP’liler varken yargıya hakim ve savcı olarak başka partiden mi alacaktım?’ demişti” dedi ve ekledi:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlük dönemi belli. Dolayısıyla kimin sicilinin karanlık, kimin aydınlık olduğu ortada.”
Bu noktada…
İktidarda uzun süre kalan AK Parti’yi kendilerine benzetme gayreti içinde olduklarını söyledi, ancak çabalarını beyhude buldu.
Sonra da şunu söyledi:
“Özel Kalem olarak kiminle çalışacağıma, Basın Müşaviri olarak kiminle çalışacağıma kendim karar veririm. Benim kararımı Sayın Haluk Koç mu verecek?”
Devamında…
“Gerçi iktidar olamazlar, ama diyelim ki oldular, kendisi karar vermeyecek mi?” deyip şu yorumu yaptı:
“Bunlarla uğraşan anamuhalefet partisi iktidara alternatif olamaz. Gelip önümüze proje koysalar eyvallah, ama dedikoduyla muhalefet yapıyorlar.”
Son sözü de şu oldu:
“Böyle gezdikçe 10. mağlubiyeti alacakları kesin. Seçim kaybetme skoru 9-0’dı, şimdi bu kafayla 10-0’a gidiyor.”