Fatih Özenbaş çok eski arkadaşımız… Bursa’da gazetecilik de yaptı. Fakat Türkiye onu Atlas dergisindeki gezi fotoğrafları ile tanıyor.
Dünyada ayak basmadığı yer kalmadı. Türkiye’nin her köşesinde gezi fotoğrafı çekti, doğal güzellikleri objektifine yansıttı.
Kendisi gibi fotoğrafçı eşi Tuğba Özenbaş’la birlikte çekmeye de devam ediyor.
Atlas dergisi için yaptığı çalışmalar sırasında Fatih’in yolu 7 Ekim 2007 günü Büyükorhan’a bağlı Danaçalı Köyü’ne düştü.
Türkiye’nin tartışmasız en geri kalmış yöresinde, yoksulluğun diz boyu olduğu bu küçük dağ köyünde dolaşırken 7 yaşındaki Zeliha ile karşılaştı.
Küçük kız, kucağındaki plastik bebekle oynuyordu. Masum görüntüsü Fatih’in dikkatini çekti, makinasını kaldırıp objektifini ayarladı.
Tam fotoğrafı çekecekti ki, küçük kız eliyle bebeğin gözlerini kapattı ve mahcup bir şekilde bakışlarını başka yöne kaydırdı.
Çünkü…
Kucağındaki plastik bebeğin gözlerinin olduğu yer bozulmuş, kötü bir görüntü ortaya çıkmıştı.
Fatih Özenbaş 7 yıl öncesindeki o anı şöyle anlatıyor:
“Zeliha, bebeğin kötü görünen gözlerinin fotoğrafta olmasını istemedi. O nedenle de elleriyle bebeğin gözlerini kapattı. Ben de deklanşöre bastım.”
Sonrasında…
Danaçalı’nın yoksulluğundan ve Zeliha’nın masum hareketinden çok etkilenen Fatih arkadaşlarıyla yardım kampanyası başlattı. Türkiye’nin her yerinden yardım yağdı.
Bir de özel hediye vardı:
“Zeliha’nın plastik bebeğin gözlerini saklamasından çok etkilendim. Daha büyük ve daha güzel bir bebek alıp Danaçalı’da küçük kıza teslim ettim. Yaşadığı heyecanı ve mutluluğu gördüm. Onun da fotoğraflarını çektim.”
Aradan 7 koca yıl geçti…
7 Ekim 2007’de küçük bir köylü kızı olan Zeliha bugün genç kız oldu.
Derken…
Fatih Özenbaş bir gün sosyal medyada gezerken, 7 yıl önce Büyükorhan’a bağlı Danaçalı Köyü’nde çektiği Zeliha fotoğrafıyla karşılaştı.
Küçük dağlı kızı, “Gazze’de İsrail’in insanlık dışı saldırılarını görmemesi için kucağındaki plastik bebeğin gözlerini kapatan Filistinli kız” olarak tanıtılıyordu.
Önce, güldü ve “Bizim fotoğrafı Gazze’ye mal etmişler” dedi.
Fakat…
Fotoğraf sosyal medyada hızla yayılıyordu. Twitter’da, Facebook’ta, Instagram’da her ortamda görmeyen, duymayan ve paylaşmayan kalmadı.
7 yıl önce Uludağ’ın arka yüzündeki Danaçalı Köyü’nde çekilen fotoğraf, bir anda Gazze’deki acımasız savaşın sembolü haline geldi.
Üstelik…
Yalnızca Türkiye’den değil, Arap dünyası başta olmak üzere kimi Avrupa ülkelerinde de savaşın sembolü olarak sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı.
Halen de paylaşılıyor.
Hatta…
Paylaşanlar arasında Hülya Avşar ve Gülben Ergen gibi sanatçılar da var.
Bütün bunları şaşkınlıkla izlemekte olan Fatih Özenbaş şunu anlattı:
“Nasıl oldu, kim başlattı bilemiyorum. Fakat izleyebildiğim kadarıyla 7 yıl önce dağ köyünde çektiğim fotoğraf Gazze’de çocuklara yönelen acımasız savaşın sembolü olarak rekor seviyede paylaşılıyor.”
Şunu vurguladı:
“Rakamı tam bilememekle birlikte, 100 binin üstünde paylaşıldığını sanıyorum. Çünkü yalnızca bir kişinin sayfasındaki paylaşım sayısı 45 bini aştı.”
Şunu da ekledi:
“Bazı arkadaşlarım, bu fotoğrafı paylaşan site ve kişilerin sayfalarına ‘Fotoğraf Gazze’de değil, Uludağ’ın arkasındaki küçük bir köyde Fatih Özenbaş tarafından çekildi’ şeklinde yorumlar yazıp uyarmaya çalışıyorlar. Ama kimse aldırmıyor.”
Bir şey daha söyledi:
“Üstelik, inanmayıp kanıtlamamı isteyenler çıkıyor.”
Onları da kırmamış Fatih Özenbaş ve 7 yıl önce tek kare olarak Atlas Dergisi’nde yayınlanan küçük Zeliha fotoğraflarının tümünü kolajlayıp fotoğraf makinası özellikleriyle beraber kendi Facebook sayfasında yayınlamış.
“Peki ikna oldular mı?” diye sorduğumuzda gülerek şunu söyledi:
“İnsanlar Zeliha’nın fotoğrafıyla Gazze savaşını özdeşleştirdiler ve böyle kabul ettiler. Aksini kabul etmek istemiyorlar. Yapabileceğim bir şey yok.”
Sosyal medya böyle bir şey işte…