Adaylar belli oldu… 10 Ağustos’a da az zaman kaldı. Şu sıcak yaz günlerinde siyasetin ısısını da, hararetini de arttıran sıcak tartışmalar ve yeni yeni polemikler var.
Örneğin…
Büyük çoğunluk Erdoğan’dan sonra kimin başbakan olacağını daha çok merak ediyor ve bunu tartışıyor.
Elbette değişik isimler var. Kimi kulislerdeki farklı kaynaklardan, kimi gönüllerden geçenlerden kaynaklanan isim çeşitliliği görülüyor.
Aslında…
Bu sütunların okurları, Erdoğan sonrası kimin başbakan olacağı ile ilgili gelişmeyi ilk olarak 14 Mayıs 2014 günü okudular.
Üstelik…
Çok farklı isimlerin başbakanlık için konuşulduğu o süreçte, çok farklı bir isim Türkiye’de ilk kez bu sütunlarda işaret edildi.
O ismi de…
14 Mayıs’taki yazıda vurguladığımız gibi “Ankara siyasetinin içinde olan, en önemlisi AK Parti’nin şifrelerini okuyabilen deneyimli bir siyasetçi” şu sözlerle işaret etti:
“Tayyip Beyin rahatlığı şuradan kaynaklanıyor. AK Parti iddialı ve kurumsal bir parti oldu. Milletvekili genel seçimine yeni başbakanla girer. Başbakanlık konusunda akla ilk gelen isim Bülent Arınç. Fakat şu anki belirtiler Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu işaret ediyor.”
Açıkça söylemek gerekirse…
Beklentisini aktardığımız siyasetçi dostumuz Ahmet Davutoğlu’nu işaret ettiğinde gündemde başka isimler vardı ve bize de sürpriz geldi.
Sonrasında…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına sosyal medyada hazırlanan sayfada o günden sonra Ahmet Davutoğlu sunumu anlamındaki paylaşımlara rastladık.
Özel poz verilmiş fotoğraflar ve sloganvari özel mesajlarla yapılan paylaşımlar, Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığa hazırlandığı izlenimi verdi.
Musul Konsolosluğu baskınından sonra bu paylaşımlar azaldı, ama Erdoğan’ın salı günü cumhurbaşkanı adayı olarak ilanından sonra “Kim başbakan olacak?” tartışmalardı arasında yeniden Davutoğlu konuşulmaya başlandı.
Bugünkü arayış ibreyi yeniden Ahmet Davutoğlu’na çevirmiş durumda.
Fakat…
Bu yöntemin sağlıklı olmadığı da geçmişteki deneyimlerle ortaya çıktı.
Örneğin…
Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı olurken başbakan atadığı Yıldırım Akbulut ilk kurultayda Mesut Yılmaz’a kaybetti. Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı olurken işaret ettiği İsmet Sezgin yerine kurultay Tansu Çiller’i seçti.
O bakımdan…
Liderin bir üst makama çıktığı durumla yeni lider ataması yöntemi bugüne kadar sağlıklı işlemedi. AK Parti ne kadar farklı bir parti olursa olsun, moda deyimle siyasetin fıtratında dayatmaya direnç var.
Burada da…
En sağlıklı yol ya da yöntem olarak demokratik işleyiş öne çıkıyor.
Düşüncemiz şu:
Bize göre Erdoğan sonrası tablosu oluşurken AK Parti kurultayına kadar vekil dönemi işlemeli. O kurultayın ekim ayında yapılacağı göz önüne alınırsa, Erdoğan’ın seçildiği takdirde ağustos sonunda yemin edip başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığı’ndan istifa edeceği anlaşılıyor.
İstifadan kurultaya kadar geçecek 1.5 aylık süreçte AK Parti Genel Başkanvekili Mehmet Ali Şahin partinin yönetimini vekaleten üstlenebilir.
Aynı şekilde…
Hükümette zaten başbakanın vekili konumunda olan Bülent Arınç da kurultaya kadar Başbakan vekilliği yapabilir.
Gelin görün ki, Ankara’nın karar mekanizması çok farklı çalışıyor.