1992 yılının başları… DYP-SHP koalisyon hükümeti kurulalı daha birkaç ay olmuştu. Kamuoyunda siyasi güven yüksekti.
Başbakan Süleyman Demirel ile Başbakan Yardımcısı rahmetli Erdal İnönü arasında hem samimiyet ve güvene dayalı gerçek bir diyalog, hem de koalisyonun iki partisi arasında tam bir uyum vardı.
O dönem…
Bakanlar arasında Cavit Çağlar ayrı bir statüye sahipti. Devlet Bakanı olmasına karşın, Başbakan Yardımcısı pozisyonundaydı. Dahası, hükümetin en etkili Bakanı olarak Demirel’in en yakınındaki kişiydi.
Bir gün…
Bakanlar Kurulu toplantısından çıkışta, dönemin Bayındırlık Bakanı olan Onur Kumbaracıbaşı’nı odasına çay içmeye davet etti.
Şunu söyledi:
“Hocam, Bursa’dan İstanbul’a ulaşım felaket. Gemlik’ten sonra gidilmiyor, hele Orhangazi’den sonrasında yol yürümüyor.”
Şunu istedi:
“Bu yolu yapmamız lazım. Bursa’dan Yalova’ya kadar gidiş-geliş iki yol yapalım ve ulaşımı kurtaralım.”
İsteğe…
“Yapamayız” cevabını veren Kumbaracıbaşı gerekçesini de çok kısa açıkladı:
“Para yok.”
Bunun üzerine Çağlar çözümü söyledi:
“Hocam, sen hesap adamısın, ben de siyasetçiyim ve işadamıyım. Parayı ben bulacağım. Sen ihaleni hazırladı.”
Ardından da ekledi:
“Ama senden bir tek isteğim var. Öyle bir yıl falan bekleyecek durumda değiliz. Bu yol 6 ayda bitmeli.”
Öyle de oldu…
Bütçe içi dengeler ve aktarmalarla para bulundu, ihale yapıldı, 6 ayda da yol bitti. Bugün İstanbul’a gidip gelenler ulaşım sıkıntısı yaşamıyorlar. Geçmişte o sıkıntıyı çekenler de bugün doğal olarak unuttular.
Ama…
Siyasi iradenin kente hizmet kararlılığı sorunları böyle çözüyor.
Yanı sıra…
Bugün batıda Uludağ Üniversitesi’ne ulaşan, doğuda Kestel hattı için gün sayan Bursaray için ilk dış krediyi dönemin Devlet bakanı olarak Cavit Çağlar buldu.
Ayrıca…
Uludağ Üniversitesi Görükle Kampusu’ndaki fakülte binaları için özel destek ödenekleri ile inşaatların bitmesini sağladı. Bugün yenisinin projesi hazırlanan Adliye Sarayı da aynı özel destekle yapıldı.
Dün…
Dağ-Der Başkanı Mustafa Bay ve yönetim kurulunun yaptığı ziyaret sırasında duygulanan Çağlar’ı dinlerken gözümüzün önünden bütün bunlar gelip geçti.
Hizmet kararlılığında şunu anımsattı:
“1991’de iktidar olduğumuzda dağ yöresinde doğru dürüst elektrik yoktu, biz getirdik. Telefon bizim zamanımızda dağa geldi.”
İçtenlikle şunu söyledi:
“Önseçimle gelmiş bir siyasetçi olarak dağdan her zaman destek aldım. O bakımdan benim dağ yöresinde çok dostum var.”
Şöyle devam etti:
“Dağ insanı kalenderdir, isyan etmez. Başka bölgelerde ne yapılırsa yapılsın beğenmezler ama dağ insanı sesini çıkarmaz, saygı gösterir. Misafirperverdir. Ben dağ yöresine hep severek geldim, hep hüsnü kabul ve sevgi gördüm.”
Şu sözleri de önemli:
“Ben siyaseti insan için, insanın mutluluğu için yaptım. Siyasetten elimizi ayağımızı çekeli yıllar oldu ama Bursalılıktan ve Bursa’nın sorunlarıyla ilgilenmekten kendimizi çekemeyiz. Onun için de bugün Bursa’ya kim hizmet ediyorsa onun yanındayım, destekçisiyim.”
Ziyarette…
Dağ-Der Başkanı Mustafa Bay da derneğin yeni dönemi ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi, Çağlar’ı dağ yöresinde bir programa davet etti.