Türkiye değişiyor, siyaset de değişiyor, siyasetçi hazır mı?

Kendine özel bir süreçten geçiyoruz… Üstelik yalnızca Türkiye değil, dünya da çok özel bir süreçten geçiyor. Sürecin çok özel hale getiren ise, değişim isteklerinin öne çıkması.
Dünya değişiyor. Dünyanın ekonomisi de değişiyor, siyaset anlayışı da, sosyal yaşamdan beklentileri de değişiyor.
Aynı şekilde…
Türkiye değişiyor. Türk insanın yaşam hedefleri ve beklentileri de değişiyor.
Paralel olarak…
Siyaset de değişiyor. Siyasi partiler, vatandaşın beklentilerini karşılayabilmek için yeni vizyonlarla yeni siyaset anlayışı geliştirmek üzere strateji üretiyorlar.
Görünen o ki…
Bunu başarabilen siyasi partiler güce de egemen olacaklar.
Peki…
Dünya değişirken, Türkiye değişirken, siyaset değişirken, acaba siyasetçi bu değişime ayak uydurabiliyor mu?
Kısacası…
Siyasetçi de değişiyor mu, yoksa siyasetçinin değişimi yalnızca seçim dönemlerinde aday listelerine yansıma oranıyla mı sınırlı mı kalıyor?
En önemlisi…
Değişimi siyasetçi fark edebiliyor mu?
Bu sorulara cevap olabilecek bir değerlendirmeyi, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili olsa bile Bursa’nın siyasetçisi olarak gördüğümüz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik yapıyor.
Dediği şu:
“Siyasetçiyi, sorun çözen siyasetçi ve kendisi sorun olan siyasetçi şeklinde iki kategoride tasnif etmek mümkün.”
2002 öncesi Türkiye’sinin ekonomisini anımsatırken “Sorunlu siyasetçinin sorunlu Türkiye’si” tanımlaması yapan Çelik, bugünü de “Sorumlu siyasetçiyle yükselen Türkiye” olarak yorumluyor.
Ardından…
“Temel at, git Ankara’da yat anlayışı bitti” diyen Çelik’in siyasetteki değişime bakışı da şöyle:
“Özür dileyen değil, özür dileten, sözü dinlenen bir Türkiye noktasına geldik. Siyaseti sorumsuz yaparsanız Türkiye’yi nereye götürüyorsunuz, sorumlu siyasetçi olursanız ülkenize neler kazandırıp Türkiye’yi bir noktaya taşıyorsunuz.”
Şu değerlendirmesi de çarpıcı:
“AK Parti’nin hizmetleri sayılacaksa, ‘Son 11 yılın hizmetleri nelerdir?’ diyecek olursanız, hepimiz çok şey söyleyebiliriz. Ama bana göre en büyük hizmet siyaset kurumuna yapılan hizmettir.”
Şunu da ekliyor:
“Siyaset kurumuna öyle bir hizmet yapıldı ki, siyasete itibar geldi, siyasete güven geldi, siyasete istikrar geldi.”