Bakan Yazıcı’dan İmralı ve yeni anayasa yorumu: Yüzümüzü kızartacak bir şey yok

Televizyonlarda katıldığı programlarda izliyorduk… Dün sabah Hilton Oteli’ndeki toplantı öncesi kahvaltıda yakınına oturup sohbet ederken düşüncemiz pekişti:
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı son derece doğal biri. Sözünü eğip bükmüyor, inandığını dile getiriyor, inandığı doğru neyse söylüyor, karşısındakine hak vermek gerektiğinde de sakınmıyor.
Meslektaşlarımızdan bazıları Bakan’ın konusu gereği ticaret ve gümrük uygulamalarıyla ilgili sorular yöneltirken, biz Türkiye gündemi ile ilgili değerlendirmesini öğrenmek istedik.
Şunu sorduk:
Yeni bir anayasa yapılıyor… Bir yandan da İmralı ile görüşmeler sürüyor. O görüşmelerden yeni anayasaya yansıma olur mu?
Söze…
Anayasaya bakışını ortaya koyarak başladı:
“Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu tüm partiler seçim kampanyalarında söyledi. Özellikle 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi gerektiği yolunda irade beyan ettiler.”
Daha geniş bir pencereden baktı:
“Toplumu oluşturan katmanlar ne denli farklı olursa olsun, 1982 Anayasası’nın darbe anayasası olduğu, toplumu sıktığı, birleştirici değil de ayrıştırıcı hükümler içerdiği ve değiştirilmesi gerektiği konsensüsü oluştu.”
Ardından…
“Anayasayı millet yapar” dedi ve ekledi:
“Türkiye’de bugüne kadar 5 anayasa yapıldı. 1786, 1921, 1924, 1961, 1982… Tamamı olağanüstü koşullarda ve darbeciler tarafından yapılmış. Millet tekel hakkını kullanamadı.”
Milletin tekel hakkı olan yeni anayasa için Meclis’in 1.5 yıldır çalıştığını, 2007 ve 2011 seçimlerinde de bu konunun gündeme geldiğini vurguladı.
Sözü İmralı’ya getirip şunu söyledi:
“Aslında İmralı süreci 2009’da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak ifade edildi. İmralı da onun alt başlıklarından biri.”
Bu noktada…
“Konuyu çok tartışmayı doğru bulmadığını” ifade ettikten sonra şunu aktardı:
“Türkiye’nin 30 yıllık terörle mücadelesi var. Ama 2009’dan bu yana çözüm için kararlılık sergileniyor. Öncesinde de vardı elbette, ama onlar daha farklıydı. Bu kez çözüm için atılan adımlar doğru adımlar.”
Şunun altını çizdi:
“Evet, hazmedilmesi güç, ama oralarda takılmadan gelişmeleri izlemeliyiz. Onun için tartışma konusu yapmak doğru değil.”
Son sözü de şu oldu:
“Bizim çizgilerimiz belli. Millete dönüp baktığımız zaman, yüzümüz kızaracak hiçbir şey yapmadık. Beklentimiz, Türkiye’nin bu beladan kurtulacağı. İnanın o zaman Türkiye’yi kimse tutamaz.”