Kentler büyüdükçe, yaşam modernleştikçe toplum içinde sosyal çelişkiler de artıyor. Hatta yaşam standardı uçurumu da giderek açılıyor.
80’li yıllarda sosyal devlet adına bir adım atıldı ve Valilikler bünyesinde kamuoyunun Fak-Fuk-Fon olarak benimsediği Sosyal Yardımlaşma Vakıfları devreye girdi.
Uygulama günümüzde daha da geliştirilmiş olarak sürüyor.
Yanı sıra…
Belediyeler kente fiziki yatırımlar yapıp kararlar alan mekanizmalar olmakla birlikte sosyal belediyecilik kavramını geliştirdiler. Aşevi kurmaktan giysi paylaşmaya kadar sosyal dayanışma ve paylaşma adına önemli işler yapıyorlar.
Ramazanlarda iftar sofralarıyla başlayan sosyal belediyecilik bugün toplumdaki sosyal uçurumu kapatamasa bile etkilerini azaltmaya yönelik boyutlara ulaştı.
Yine de…
Büyük kentlerde daha fazla hissedilen sosyal sorunlara yönelik yapılabilecek daha işler, atılabilecek adımlar var.
Örneğin…
Bursa gibi toplumsal yaşamı da gelişmiş bir sanayi kentinde Yemekbank projesi, sosyal yardım uygulamasını daha anlamlı hale getirebilir.
Proje…
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Akyol’a ait.
Bir dönem siyasetle de ilgilenen ve “Bu devlet beni yurt dışında burslu okuttu. Onun için bu millete borcum var” diyebilen kişilerden olan Volkan Hoca, sosyal yardım boyutunun yanı sıra israf ekonomisi olarak da dikkat çeken projesinin çıkış noktasını şöyle anlattı:
“Bursa yemek kültürü açısından da çok gelişti. Kentte en lüksünden orta hallisine kadar pek çok lokanta, kafeterya ve otel gibi yeme-içme mekânı var. Buralarda her gün tonlarca yemek pişiyor. Pişen yemeklerin tamamı satılamıyor elbette, bir kısmı da kalıyor.”
Düşüncesi şu:
“Lokantalar ve benzeri yerler, kalan yemeklerinin büyük bölümünü geceleri döküyorlar. İşte atılan bu yemekleri değerlendirmek mümkün.”
Şunu önerdi:
“Bursa’da adına Yemekbank denilebilecek bir sistem kurulabilir.”
Sistemin işleyişini de anlattı:
“Belediye önderliğinde bir yapılanma oluşturulabilir. Ekipler geceleri yeme-içme mekânlarından kalan yemekleri toplayabilirler. O yemekler ertesi gün aşevlerinde ya da ihtiyacı olanlara dağıtılabilir.”
Bakış açısı da şu:
“Böylece hem, her akşam tonlarca yemeğin çöpe dökülmesi önlenir, hem yıllık milyonlarca lira tutan bir israfın önüne geçilir, hem de yoksullara yemek verilmiş olur.”
Doğrusu istenirse…
Prof. Dr. Volkan Akyol’un bu önerisi bize ilginç geldi, Yemekbank projesini önemsedik. Büyükşehir Belediyesi ya da Valilik Sosyal Yardımlaşma Vakfı ciddi bir adım atabilir. Çöpe giden yemekler bu yolla değerlendirilebilir.
Böyle bir çalışma çok zor olmasa gerek.
–Volkan Hoca 2 ameliyat oldu-
Tanıyanlar, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Akyol’un çalışmayı ve üretmeyi seven yanını bilirler.
Volkan Hoca, siyasete ara verdikten sonra üniversiteye yoğunlaştı. Bir süredir de sağlık sorunları ile uğraşıyordu. Önce gözünden, ardından da tükürük bezindeki taşın alındığı iki ameliyat geçirdi ve sağlığına kavuştu.
