Kozağacı’nda 150 bin ağaç kesilirse Bursa’nın iklimi bile etkilenir

Dağ yöresinin en büyük, Bursa’nın da en etkili sivil toplum örgütü olan Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın’ın  Başkanvekili İsmail Fedai ve Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Aydın ile birlikte yaptığı basın toplantısında önce samimi olarak şunu söyledi:
“Devletimizin enerji ihtiyacının farkındayız. Körü körüne de ‘istemezük, yapmayın’ demiyoruz. Ama Kozağacı bölgesinde sanılandan farklı bir durum var.”
O farklı durumu da şöyle açıkladı:
“Bu bölgede yeraltındaki kömürün çıkarılarak termik santralde enerjiye dönüştürülmesi planlanıyor. Kömürün çıkarılması, öncelikle bölgede yer alan 9 köyün kaldırılması anlamını taşıyor.”
Şöyle devam etti:
“Elimizdeki haritaya göre, ihaleyi alacak firmaya 23 köy ve 2 mahallenin kaldırılması için de yetki veriliyor. Firma 30 yıllık kullanım süresince istediği an bu köyleri ve mahalleleri kaldırabilecek.”
Ardından…
Bölgenin ekonomik tablosunu gözler önüne serdi:
“Yalnızca Kozağacı bölgesinde 40 bin kiraz ağacı var. Bölge köylüsü bu kirazlardan yıllık 15-20 milyon lira girdi elde ediyor.”
Kritik bir noktaya işaret etti:
“Yeraltındaki kömürün çıkarılabilmesi için önce 40 bin kiraz ağacının kesilmesi gerekiyor. Diğer bahçeler ve ormanlık alanlarla birlikte kesilecek ağaç sayısı 150 binin üstünde. Bu da başka ciddi tehlikeler ortaya çıkarır.”
O tehlikeleri de anımsattı:
“Bu bölgenin mikroklima etkisi var. Eğer bu kadar ağaç kesilirse Bursa’nın bile iklimi değişir, olumsuz etkilenir. Bursa’nın bile suyu bozulur, bereketi kaçar. Erozyonlar nedeniyle toprak kayıpları yaşanır.”
Şunu da ekledi:
“Çünkü orası bu kentin tarlası, ormanı, suyu, köyü, kısacası insanı.”
Tüm bu nedenler bir noktaya geliyor:
Kozağacı ile başlayan ve neredeyse Keles’in tamamına genişleyen yeraltındaki kömürün çıkarılması için köylerin kaldırılması gerekiyor. Bu da bir bölgenin ortadan kaldırılması anlamına geliyor.
O bölgedeki insanlara nerede, nasıl yaşam sağlarsanız sağlayın topraklarını kaybetmeleri yaşamlarının ellerinden alınması, geçmişlerinin ve geleceklerinin yok edilmesi anlamına geliyor.
İşte…
Dağ-Der de buna karşı olduğunu açık açık söylüyor:
“Yöremize, kentimize ve ülkemize yarar getirecek ya da ihtiyaca cevap verecek her türlü projeyi destekleriz, emek veririz, gerekirse fedakarlık yaparız. Ama yöremize yarardan çok zarar verecek her türden çalışmanın karşısında oluruz. Buna da karşıyız.”
Yine de umutlu:
“Bu sabah sayın milletvekillerimizden bazıları aradılar ve Sayın Enerji Bakanı’nın ‘vatandaşa rağmen adım atmayız’ dediğini aktardılar. Bu da beni umutlandırdı.”

Dağ-Der kongreye gidiyor-

Bu arada… Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın, derneğin konumunu ve çalışma anlayışını anlattığı basın toplantısında, 25 Kasım 2012 tarihinde olağanüstü kongre kararı aldıklarını da açıkladı.
Aydın bu kararı “dernek organlarında kan değişimi ve hücre yenilenmesi” içtin aldıklarını, kendisinin de yeniden aday olacağını söyledi.