Çıkış yolu arayan partilere Efe’den Anap modeli önerisi: Toplumsal mutabakatı sağlayın, gönlümüzü kazanın

Bu sayfalarda, “CHP’nin gözü Anap’ın yerinde mi?” başlığı altında her kesimi birleştirmeye yönelik siyaset modeli üzerine bir değerlendirme yaptık.
Bunun üzerine…
Kuruluşundan itibaren Anavatan Partisi’nde siyaset yapmış, Turgut Özal’ın getirdiği Anap modeli ile iktidar görmüş, bugün ise birleşme nedeniyle Demokrat Parti’de yer alan Orhan Efe’den elektronik posta geldi.
Efe
duygusal yaklaşımlar da gösterdiği değerlendirmesinde, günümüzde yol arayan siyasete model öneren bir yaklaşım sergiliyor.
Açıkçası…
Anap modeli
yapılanma ve siyaset uygulayacak partiye karşı kalbinde duyacağı kıpırtıyı anlatıyor, aynı konumdaki arkadaşlarının duygularına tercüman oluyor.
Dediği şu:
“Aslında Sayın Özal’ın yapmaya çalıştığı, benim de siyasi yaşamım süresince hep peşinden koştuğum hedef toplumsal mutabakat yaratma düşüncesiydi. Bunu asla, farklı düşünceleri olanları iktidar yolunda bir araya toplama girişimi olarak dillendirmemek gerekiyor.”

Modelin adını koyuyor:
“Bu modeli bugün için dört eğilim adı altında tanımlamak son derece yanlış olur. Esas amaç halkın tüm kesimlerini ortak amaçlar ve asgari müştereklerde uzlaştırıp toplumsal mutabakat sağlamaktır.”

Şu cümlelerde…
“Bunu yapın bizi kazanın”
anlamında mesaj var:
“Benim ve arkadaşlarımın ideali budur. Siyasi amacımız, mücadelemiz budur. Anavatan’da hep bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Demokrat Parti çatısı altındaki mücadelemiz bu oldu. Olmaya da devam ediyor. Ancak, bu ideali gerçekleştirecek sağlıklı bir ortamı henüz yaratamadık. Kısa vadede de zor görünüyor.”

Şöyle devam ediyor:
“Bu düşünceyi başlangıçta AK Parti yapıyormuş izlenimi vermeye çalıştı. Belki olumlu sonuçları olur diye uzaktan düşledim. Geldiğimiz noktada, vitrin yaratma aşamasından ileri gidemediğini görüyoruz.”

Bir de çağrı yapıyor:
“Şu an dahi tüm siyasi partiler için henüz geç değil. Türkiye’nin acilen ulusal birlikteliğe, uzlaşmaya, bütünleşmeye, kucaklaşmaya hoşgörüye ihtiyacı var. Başkalaştırılmaya ve ayrıştırılmaya değil.”