Sivil toplum harekete geçiyor: Hava kirlendi, iklim değişti, kuraklık oldu

Bursa… 1980’li yılların sonları ve 1990’ların ortalarında kalitesiz kömür kullanımı nedeniyle hava kirliliği yaşadı, ama ithal kömür kullanımıyla çare buldu, doğalgaza geçince sorun ortadan kalktı.
O yıllar…
Mevsimler de kitaplarda anlatılan gibiydi. Yazlar yine sıcaktı, ama kışlar karlı geçerdi. Baharlarda yağmurlar yağardı. Barajlarda doluluk oranı yüksekti, susuzluk riski yaşanmazdı. Hatta, zaman zaman baraj kapakları açılıp fazla su tahliye edilirdi.
Şimdilerde…
Plansız kentleşme, kontrolsüz sanayileşme ve artan araç sayısı yanında bireysel ulaşım tercihlerinin yol açtığı fazla emisyon salınımı nedeniyle yaşanan hava kirliliği yaşamımızı etkiliyor.
Denetimsiz kimyasal atıklarla kirlenen akarsularımız ve denizden taşan müsilaj günlük sohbetlerimizin konusu oldu.
En önemlisi…
Küresel bir sorunun yerel yansıması olarak iklim değişikliği gündemimize girdi.
Artık…
Yaz ayları nedensiz çıkan orman yangınlarını, kış ayları da yağmayan yağmur ve kar nedeniyle boş kalan barajları konuşuyoruz.
Bu konularda…
Kamu adına resmi kurumlar ve yerel yönetimler bir şeyler yapmak için çaba gösteriyorlar, ama toplumun katılımı eksik kalıyor.
Bu konuda…
Kent için ürettiği projelerle proje fabrikası gibi gördüğümüz Faruk Polat önce durum tespiti yaptı:
“İklim Değişikliği Kanunu geçenlerde Meclis’e sunuldu. Ancak şehrimizde ve ülkemizde iklim değişikliğiyle ilgili ihtisas sivil toplum kuruluşu yok.”
Sonra da ilk adımı açıkladı:
“Bursa ve Türkiye’de ilk olarak İklim Değişikliği ve Karbon Politikaları Araştırma Derneği kurmaya karar verdik. Sivil toplumu çözüm arayışının içine sokacak derneğimizin şu an tüzüğü yazılıyor. Nisan ayında başvuruyu yapacağız.
Amaç da şu:
“Dernek olarak iklim değişikliği ve karbonun azaltılması için fikir ve projeler geliştireceğiz. Kalıcı ve sürdürülebilir çözümler sunmak istiyoruz.”