Düşündüren hesap: Her gün Bursaray kullanan 300 bin kişi, Botanik Park’ın 3 katı ağaç kurtarır

1990’lara kadar… Bursa hava kirliliği bilmiyordu. Zaman zaman bazı binaların çatılarını uçursa da lodos kentin havasını temizlemede avantajdı. Vadilerdeki yapılaşma ve merkezdeki yüksek katlı yapılaşma lodosu ve etkisini kaldırdı.
1995’lerde…
Bu kez kalorisi düşük ve gaz oranı yüksek kalitesiz kömür yerine ithal kömür zorunla hale geldi. Doğalgazla da hava kirliliğinde ısınma amaçlı yakıt etkisi sona erdi.
Günümüzde artan araç sayısı ve trafik sıkışıklığı nedeniyle emisyon gazı salınımı hava kirliliği sorunu büyüdü. Fabrikaların bacaları da buna eklendi.
Bütün bunları…
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı M. Tözün Bingöl’ün paylaşımını okurken anımsadık: Önce şuna dikkat çekiyor:
“1992 Avrupa Kentsel Şartnamesi 4.1 maddesinde ‘Yavaş ama kesin biçimde otomobil kenti öldürmektedir. 2000’li yıllarda ya kenti, ya da otomobili seçeceğiz. Çünkü ikisi bir arada olmayacak’ yazıyor.”
Düşüncesi şu:
“Kent içi trafiği rahatlatan raylı sistemler enerji verimliliği ve daha az karbon salınımıyla çevreyi koruyor.”
Bu noktada…
“Soğanlı Botanik Parkı 400 bin metrekarelik alanında 150 türde toplam 8 bin ağaç var” anımsatması yapıyor.
Hesabı düşündürücü:
“Bursaray’ı her gün ortalama 10 kilometre kullanan 300 bin kişi her yıl Botanik Park’taki 8 bin ağacın 3 katı olan 24 bin 818 ağacı kurtarıyor.”
Ardından…
Kilometrede yolcu başına karbondioksit salınımının tamvay ve HRS için 42 gram, metro için 65 gram, otobüs için 69 gram, benzinli küçük model araç için 110 gram, benzinli orta model araç için 133 gram, benzinli büyük araç için 183 gram olduğunu anımsatıyor.
Bu hesapla…
“1 yolcu benzinli orta model araç yerine hafif raylı sistem kullanarak 91 gram daha karbondioksit üretirse 10 kilometrede 300 bin yolcu 273 kilogram daha az karbondioksit üretir” diyor.
Bir çarpıcı veri de şu:
“Aracımızla 1 litre benzin yaktığımızda 2.4 kilo karbondioksit üretiyoruz.”