Günlerdir… Vatandaşı gibi kemer sıkan devlet açıklaması bekleniyordu, ama Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklaması beklentiyi karşılamadı.
Nitekim…
Görüşünü önemsediğimiz, televizyon kanallarının ekran açtığı Bursa Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak da farklı düşünüyor:
“Küresel ekonominin en temel sorunu; küresel sermaye tarafından borç-kredi dairesi içinde tarumar edilen insanoğludur. Bu yapı, insanoğlunu kendi eliyle ahlaki çöküntü içine sürüklüyor. İktisadi olarak da aşırı kâr hırsına bürüyor.”
Ardından…
“Bu yapı şimdi de enflasyonun çözümü için devletin tasarruf etmesini öneriyor” deyip değerlendirmesini paylaşıyor:
“Dünyada önce şirketler aşırı finansallaştı. Bu koca karadelik doymadı. Şimdi de devletleri ekonomi içinde aşırı finansallaşmaya sürüklüyor. Yani neo-liberal yapı devleti bertaraf eden politikaları dayatıyor.”
Bu noktada…
“IMF başta olmak üzere bu yapı devlet harcamalarının enflasyonu yoğun biçimde tetiklediğini söylüyor” deyip şunu sorguluyor:
“Türkiye’nin de 24 Ocak 1980 kararlarıyla dahil olduğu ekonomik anlayışla devletlerin ekonomiler üzerindeki ağırlığı her sene azalmaya devam ediyor, devletler küçülüyor.”
Şunu da soruyor:
“Öyleyse neden 1980’lerden beri enflasyon dünyanın baş belası oldu?”
Öngörüsü şu:
“Bu küresel sermaye gücünün dayattığı reçetelerin temel amacı enflasyonla mücadele gibi görünse de, aslında devletleri şirketlerin istilasına terk etmenin yoludur.”
Tartışılan “Kamuda tasarruf olmalı mı?” sorusuna cevap veriyor:
“Tasarruftan önce tartışılması ve aşılması gereken israftır. Zira tasarruf müspet kavram, israf menfidir ve mücadele gerekir. Lüks harcamalar çözümü de, memurun servis aracının çok ötesine geçer.”
Son sözü söylüyor:
“Devletin tasarrufuyla enflasyonu yenemezsiniz. Ama israfı keserek, verimliliği arttırarak enflasyonu yenmeye ciddi katkı sağlarsınız.”
