Her şey ortada… Ülkemizin son 10 yıldaki değişmeyen gündemi, pahalılıktan kaynaklanan yaşam zorluğu oldu.
Üstelik…
Sürekli gerileyen bir yaşam standardı var. Özellikle sabit gelirli kabul edilen çalışanların yaşam kaliteleri geçim sıkıntısıyla sürekli geriliyor.
Çünkü…
Denetlenemeyen market zincirlerinin durdurulamayan fiyat artışları nedeniyle maaşlar yetmediği için yaşam her geçen gün zorlaşıyor. Piyasayı vatandaş için denetleyecek mekanizmalar çalışmıyor.
Vatandaş eli sopalı devleti göremiyor.
Pazara çıkanlar, 40 liranın altında etiket olmadığı için elleri boş dönüyorlar. Zorunlu gıdadan tasarruf nedeniyle sofralar küçülüyor.
Kasaba girilemiyor, süt ürünlerine yaklaşılamıyor.
İşte…
Bu kötü ekonominin ilk yansıması 31 Mart’ta seçim sandığında ortaya çıktı. Pahalılık ve yaşam zorluğundan etkilenen emekliler tavır koymak adına iktidara sert mesaj verdiler.
Çarşamba günü de…
Türk-İş’in Bursa’daki 1 Mayıs etkinliğinde işçinin mesajı meydandan geldi.
O sesi…
Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’ndaki Hastane Alanı’nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğinde Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay dillendirdi:
“Çalışanlardan alınan vergilerde düzenleme yapılmasını istiyoruz. Ekim ayında bu kanun Meclis’e gelene kadar her sokakta, her alanda olacağız. Hep beraber bu mücadeleyi vermezsek, temsil ettiğimiz insanlar ekonomik yönden, vergi üzerinden bedel ödemeye devam eder.”
Bu sözler…
Hastane Alanı’nda toplanan binlerce işçinin “Vergide adalet istiyoruz” tezahüratıyla karşılık buldu.
Gerçekten de…
Vergide adalet getirecek düzenleme yapılmadan işçinin alacağı zammın anlamı yok. İnsanlar maaşlarına zam yapılsa bile, vergi dilimi ve benzeri kesintilerle o zamma kavuşamıyor, hatta geriye gidiyorlar.
O bakımdan…
31 Mart’taki seçim sandığından sonra, vergi yükü omuzlarına bırakılan işçilerin Bursa meydanından yükselttiği ses siyasetin geleceği için de önemli.
