1991’de… Yasayla ilçe olana kadar, 5 bini bulmayan nüfusuyla, kent merkezi doğusundaki sakin ova beldesi Gürsu, verimli tarım topraklarıyla biliniyordu.
32 yılda…
Sanayileşmenin getirdiği kentleşmeyle Gürsu nüfusu 102 bin 601’e ulaşırken; Orhangazi’yi, Karacabey’i, Mustafakemalpaşa’yı geçti. Her yıl da çeşitli illerden 10 bin mevsimlik tarım işçisi geliyor.
Bir yandan da…
Artan kent ve sanayi baskısına karşın Gürsu, eskiden olduğu gibi tarım kenti olmayı sürdürüyor.
Nitekim…
2015’ten beri görevde olan Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık ziyaretimize geldiğinde bunun üzerinde özellikle durdu:
“Dönemimde hiçbir tarla imara açılmadı.”
Ardından…
“Tarım ve sanayi birlikte yürümeli” deyip şuna dikkat çekti:
“Sanayi tesisi her yere yapılabilir, ama her zeminde tarım olmaz. Bursa’nın en verimli toprakları Gürsu’da. En lezzetli ürünler bizde yetişiyor.”
Tarım alanlarına bakışı net:
“Bizler emanetçiyiz. Bu topraklar bizlere geçmişten gelen emanet. Bizden sonraki nesillere tarım arazilerini sağlıklı şekilde bırakmak zorundayız.”
Sohbetimizde…
Başkan Işık kentin dönüşümünü anlatırken, stratejilerini de açıkladı:
“Mümkün olan her yeri yaşam alanına çevirdik. 30’a yakın park yaptık. En son Kent Parkı’nı Gürsu’muza kazandırdık. Kent merkezinde etkinlik evleri olan yaşam alanı oluşturduk.”
Bu noktada…
Bursa tanıdıkça cazibe merkezi özelliği artacak Ericek’i anımsattı:
“Pandemi döneminde tamamen belediye çalışanlarıyla Ericek Göleti yanına sosyal tesis yaptık. Belediyenin işlettiği tesisi yaparken kırlangıçlar kirişlere yuva kurmuşlardı. 2 ay onların kuluçkalarını bekledik. Sonra da yuvaları koruyup devam ettik.”
Tesisle birlikte…
Ericek Köyü’nün canlandığını, gelen konuklar için kadınların ekmek pişirdiklerini, köy bakkalında alışverişin arttığını, hatta sürekli göç verilirken köye dönüş başladığını söyledi.
