1993 yılıydı… 2000 yılının Hıristiyan âlemi için dönüm noktası olduğunu anımsatıp, İncil’i yeniden yazan Konsil’in toplandığı İznik için milenyumun dünyaya tanıtım fırsatı olduğunu yazdık.
Papa’nın Noel ayini için davet edilebileceğini de önerdik.
Gelin görün ki…
Ertesi gün İznikli okurlardan yağmur gibi “İznik’te papaz cübbesi görmek istemiyoruz” mektupları geldi. İznik için de fırsat kaçtı.
Söyleyeceğimiz şu:
Gerçi, ait olduğumuz Osmanlı dönemini öne çıkarıyoruz, ama Bursa’nın 8 bin yıllık geçmişi var. Osmanlı’dan önce Bizans, ondan önce Bitinya vardı. Ondan önce de yaşanıyordu bu topraklarda.
Son yıllarda…
Bursa’yı tüm tarihi ve geçmişiyle kucaklayan önemli adımlar atılması önemli.
Üstelik…
115 kilometre deniz ve 180 kilometre göl sahili olmasına karşın, deniz-kum-güneş turizminden pay alamadığı için tarih kimliğini öne çıkaran sanayi kenti olduğumuz da gerçek.
İşte…
Bunu turizme dönüştürmenin yollarını, Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Turizm Daire Başkanı Abdülkerim Baştürk’le konuşurken heyecanımız arttı.
Çünkü…
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın çok önemseyip destek verdiği turizm çeşitliliğini arttırıp inanç turizminde Bursa’yı öne çıkaracak projeler gördük.
Örneğin…
Uludağ’ın eski adının Olimpos olduğu, Keşiş Dağı olarak anıldığı biliniyor, ama Uludağ’ın keşişleri hakkında bilgi az.
Baştürk şunu anlattı:
“Fransa’da bulduğumuz 1846 yılında yazılmış kitapta, Olimpos Dağı Keşişleri’nin 160 manastırı olduğu yazıyor. Ekiplerimiz bu manastırların 26’sının yerini buldu, 6’sını inceledik. Hangi dinde ve nasıl yapıldıkları da inceleniyor.”
En büyüğünün…
Bakacak’taki Fotinodyos Manastırı olduğunu, hepsinin aynı sistem ve yerleşim planıyla yapıldığı için birbirlerine benzediklerini söyledi.
Gerçekten de…
Bursa’nın tarihi kimliğiyle bağlantılı; inanç turizmi adına önemli bir keşif.
