Çocukluğumuzu anımsıyoruz da… Bahçeli evlerde meyve ağaçları arasında koşar, henüz asfaltla tanışmamış sokaklarda cilli oynar, tel araba sürer, uçurtma uçururduk.
Ne yazık ki…
Modern kent yaşamı günümüz çocuklarını bunlardan mahrum bıraktı. Balkonda büyüyen, oyun alanları kısıtlı çocuklar için artık başka bir dünya var.
Ellerindeki tabletler ve cep telefonları çocukları dijital dünya bağımlısı yaptı. Oyun alanları sanal âlem oldu.
Öyle ki…
Anne-babalar rahat zaman geçirebilmek, çocuğun sessiz kalmasını sağlamak için ellerine tablet bilgisayarları ya da cep telefonlarını vermeyi tercih ediyorlar.
Bu durum…
Çocukları bir süreliğine meşgul ettiği için de günümüzde yaygınlaştı ve genel geçer kural haline geldi.
Ne var ki…
Dijital ortamlar, özellikle de sosyal medya mecraları yetişme çağındaki çocuklar için tuzaklarla dolu. Özellikle savaş ve kavga oyunları şiddet alışkanlığına yol açıyor.
Bunun yanında…
Dijital dünya ve sosyal medya mecralarındaki kontrolsüz arkadaşlıklar bir de yeni tehlike ortaya çıkardı: Siber zorbalık.
İşte…
Günümüzde hızla artan ve dijital ortamlardan gelişen siber zorbalığa karşı çocukları korumak öncelikle anne-babaların görevi.
Nitekim…
Kısa adıyla UÇİM olarak bilinen Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği Bursa Koordinatörü olarak bu konuda önemli çalışmalara imza atan Av. Mine Rana Kahramanoğlu hem ailelere, hem çocuklara uyarılarda bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde…
Hamitler TOKİ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileriyle Akran Zorbalığının Hukuki ve Psikolojik Yönü’nün ele alındığı seminerde buluşan Kahramanoğlu dikkatleri şuna çekti:
“Siber zorbalık ve akran zorbalığı günümüz çocukları ve gençleri arasında en büyük şiddet türü. Bunu azaltmanın yolu da anne ve babaların çocuğa ilgisi ve gözetimi. Okul yönetimleri de farkındalık oluşturmalı.”
Aman dikkat.
