Oysa… Daha bir hafta önce umutlanmıştık. Reklam ve afişlerinde Bursa görüntüsüne yer vermeyen, Bursa’nın tanıtımı için girişimi olmayan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Turizm Kalkınma Ajansı organizasyonuyla Bursa’ya ilk kez yabancı gazeteci getirmesini, gelecek adına önemsemiştik.
Gelin görün ki…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmalarını anlatıp 2023 yılı stratejilerini ortaya koyan rapor umutlarımızı kırdı.
Gördük ki…
Osmanlı’nın ilk başkenti, İpek Yolu güzergahındaki ticaret kenti, dünyanın ilk AVM’si olan Kozahan ve çarşılarıyla Osmanlı’nın ticaret merkezi, cami ve sultan türbeleriyle maneviyat turizmi vazgeçilmezi, İznik ve Tirilye’de inanç turizminin en önemli halkası olduğumuzu sanıyorduk.
Hatta…
Uludağ’da kayak turizmi yanına kırsal turizmi koymaya çalışıyorduk. Hamam kültüründen sağlık turizmine geçiş projeleri yapıyorduk.
Meğer…
Bunların hiçbiri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgisini çekmemiş. Bursa’yı akıllarından bile geçirmedikleri gibi, kaderine terk etmişler.
Bütün bunları…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 strateji hedeflerini gördükten sonra yazıyoruz. O sunumdan işaretlediğimiz 4 başlık bile ilgisizliği gösteriyor.
Örneğin…
Arkeolojik Cazibe Noktaları Oluşturulması başlığı altında Taş Tepeler, Side, Göreme Arkeopark, Bergama, Likya Yolu var, ama Avrupa’ya ekili tarımın öğretildiği, sütten peynir-yağ-yoğurdun ilk yapıldığı Akçalar’daki 8 bin 500 yıllık Aktopraklık Höyüğü ile Yenişehir’deki Barcın Höyüğü yok.
Yine…
Turistik bölgelerin yerel halkı için bu yıl yapılacak 7 halk plajı arasında Hatay ve Giresun bile var, ama Bursa düşünülmemiş.
Nedense…
Şehirlerin Markalaşması başlığı altındaki Kültür Yolu Festivalleri kapsamına da Bursa alınmamış. Düzenlenecek turizm kongreleri arasına da Bursa girememiş.
Hatta…
“Gönül alma” türünden bir etkinlik bile konmamış Bursa’ya.
Gel de üzülme.
