Bursa Ovası’nda kırmızı alarm: Böyle giderse ne ova kalır, ne de meyve bahçesi

BURSA OVASI MEYVE BAHCELERi
BURSA OVASI MEYVE BAHCELERi

Eskiler… Bursa Ovası’nın bereketli topraklarını anlatırken “Ölüyü diksen çiçek açıp meyve verir” derlerdi. Gerçekten de, Bursa Ovası’nda en lezzetli sebze ve meyveler üretildi.
Gelin görün ki…
İmar planlarının belediye yetkisinde olmadığı, Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı’nda yapıldığı dönem hızlı sanayileşme-istihdam açığı ile gelen iç göçle ilk darbeyi yedi.
1980’li yılların ortalarından itibaren şehir merkezi ovaya akın edip o bereketli tarım topraklarını yutuyor.
Ova küçülüyor…
Bir zamanlar ovayı kaplayan şeftali bahçeleri azaldı. Dünyanın en lezzetli siyah incirinin, en özel deveci armudunun, elmanın, ayvanın yetiştiği o meyve bahçeleri her geçen yıl azalıyor.
Bazen konut, bazen sanayi tesisi ya da tarım dışı kullanım ortaya çıkıyor.
İşte…
Bu sanayi tesislerinin Bursa Ovası’na iki etkisi var. Öncelikle, fabrikalar tarımsal üretim alanlarını daraltılıyor.
İkincisi…
Kurulan tesislerde kullanmak için yer altı suları çekilip meyve ağaçlarının, sebze bahçelerinin su kaynakları tüketiliyor.
Her şeye karşın…
Aile geleneğini sürdürüp ovada meyve üreten bir dostla konuşurken, tarım toprakların nasıl elden çıktığını anlattı ve şuna dikkat çekti:
“Tarımsal üretim amacıyla kullanacaklarını söyleyip meyve bahçelerini satın alıyorlar. Sonra bu bahçeye 400-500 kilowat elektrik alıyorlar.”
Sorguladığı şu:
“Tarımsal üretim yapılacak olsa 3-4 kilowat elektrik yeter, ama neden 400 kilowat aldığını kimse sorgulamıyor. Ondan sonra da bahçenin içine fabrika inşa ediliveriyor.”
Bunun devamı da var:
“Meyve bahçesi fabrikaya dönüşünce, çevresindeki bahçelerin arazi değeri hemen 10 kat artıyor. Çiftçi de değerini bulduğu düşüncesiyle elden çıkarıyor, o güzelim tarım arazileri sanayiciye geçiyor.”
Şunu da ekledi:
“Ovadaki tüm köylerde durum bu. Böyle giderse 10 yıl sonra ne ova kalacak, ne de meyve bahçesi.”