
“Bazı isimler, siyasi hayatları sona erdiğinde kısa sürede unutulur. Bazıları ise siyaset sahnesinden çekilse bile popülaritesinden hiçbir şey kaybetmez. Cavit Çağlar da popülaritesinden hiçbir şey kaybetmeyenlerden biri.”
Bu tanımlama, Independent Türkçe yazarı Can Bursalı’ya ait.
İstanbul’da…
Cavit Çağlar’la yaptığı röportaja böyle başlayan Can Bursalı’nın güncele ilişkin soruları arasında bugünkü Türkiye fotoğrafı için Cavit Çağlar önce 1991’deki DYP-SHP koalisyonunu anımsatıyor:
“91 yılında bugünün CHP’si olan SHP ile birlikte koalisyon kuruldu. Koalisyonun kurulmasında Hikmet Çetin Bey ile benim büyük rolüm oldu. Pazarlıkları ikimiz yaptık. Türkiye’de huzura ihtiyaç vardı.”
Sonra şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bugün Sayın Cumhurbaşkanı bir şey söylüyor, karşısındaki Kılıçdaroğlu bir şey söylüyor. Bu hoş değil. Bizde eskiden de Demirel-Ecevit, Demirel-Erbakan çekişmeleri vardı. Ama şimdi de Türkiye’nin huzura ihtiyacı var.”
Bakışı şu:
“İki sene oldu neredeyse, bir pandemi dönemi geçiriyoruz. İnsanlar moralman yıkıldı. Bu korona belası 3. Dünya Savaşı’dır. Baktığımız zaman Türkiye’miz de sıkıntının içinde. Bu sıkıntı tüm dünyada var. Her yerde bir ekonomik sıkıntı gidiyor. Fakat biz bundan daha çok etkileniyoruz.”
Ardından…
Soru üzerine 2002’deki siyasi tabloyu anlatırken; aday olmadığı seçimde DYP’nin 67 bin oyla baraja takıldığını, Bursa oylarının da 255 binden 125 bine düştüğünü anımsatıp siyasetin kırılma noktasına işaret ediyor:
“Tansu Hanım ile ters düştük. Türkiye’nin şanssızlığı Tansu Hanım’dır. 2002’de barajı aşamadı, bizleri kaybetti. Partinin esas nüvesi bizdik. Çekirdek kadroyduk. Ülkeyi yöneten kocasıydı. Kocası her şeye karışıyordu. Biz müdahale edince Tansu Hanım’a karşı geldik ve partimizden istifa ettik.”
Şu sözleri dönemin tanıklığı:
“Tayyip Bey, Kurşunlu’daki evime Abdullah Gül Beyi gönderdi 2002 yılında. İsmail Tatlıoğlu’nun oğlunun sünnet düğününden çıkıp Altan Karapaşaoğlu Bey’in arabasıyla geldiler. Pazar günüydü ve çarşamba listeler verilecekti. ‘Partinin listesine gir, birinci seni yazalım’ dediler. 1 ben olacaktım, 2 Faruk Çelik, 3 Ertuğrul Yalçınbayır, 4 Altan Karapaşaoğlu olacaktı. ‘Sonra kimi istiyorsan yaz’ dediler. ama ‘siyaset yapmayacağım’ dedim. AK Parti’yi destekledim. AK Parti o seçim Bursa’da 0’dan 445 bin oy aldı.”
Erken seçim öngörmediğini dile getiren Cavit Çağlar’ın çağrısı şu:
“Türkiye’nin kısır çekişmeleri bırakmasını istiyorum. Muhalefet dozu biraz azaltmalı. Tayyip Bey de dozu biraz azaltmalı ve ortak noktalarda buluşmak lazım.”
Bir çağrı da ekonomi için:
“Mesela, yeni ekonomik model deniyor Tayyip Bey. Muhalefet bunu desteklese ne kaybedecek? Faiz indiriliyor, dolar yükseliyor. Buna alternatif olarak ‘Ben ihracatımı arttıracağım’ diyor. Muhalefetin tenkit yerine destek vermesi lazım.”