
Geçen hafta… Türk Metal Bursa Şubesi Başkanı Selda Tekman’a yaptığımız ziyarette, Anadolu topraklarında yapılan dünyanın ilk toplu sözleşmesinin 255. yılı kutlamasına da tanıklık etmiştik.
Açıkçası…
Batı’da olsa dünya genelinde özel gün kutlaması kapsamına girecek bir konu, Anadolu topraklarında gerçekleşince hak ettiği değere ne yazık ki ulaşamadı.
Bununla birlikte…
İşin bir de Osmanlı’da işçi sınıfı ve sendikacılık boyutu var.
Onu da…
Araştırmacı-Yazar Berna Çaçan Ongun araştırmasıyla tamamladı.
Şu nokta dikkat çekici:
“Osmanlı yerli halkın ücret karşılığı bir işverene bağımlı çalışmasına soğuk bakıyordu. Devletin tarımsal üretime verdiği önem de erken dönem Osmanlı toplumunda işçi sınıfının doğuşunu geciktirdi.”
Yaptırımı da söyledi:
“Tarlalarını terk edip şehre gidenler artınca, ziraat gelirlerinin azalacağından endişe eden devletin engelleme politikası uygulaması da dönemin fikri yapısını anlatıyor.”
Şu bilgiyi verdi:
“1550-1557 arası inşa edilen Süleymaniye Camii ve imaretinde çalışanların yarısından fazlası ücretli çalışan. Bunlar da Osmanlı’nın ilk ücretli işçileri.”
Devam etti:
“1839 da Tanzimat reformuyla fabrikalar kuruldu. Devlet eliyle açılan bu fabrikalara daha sonra özel teşebbüs eklendi ve sonuçta işçi çalıştıran üretim birimleri artmaya başladı.”
Ardından…
İşçi oluşumu sonrası Osmanlı’da sendikalaşmanın temelleri 1908’de atılırken, “yerel halkın ve devletin işçi olma ve örgütlenmeye olumsuz yaklaştığını” anımsatıp şunu söyledi:
“İşçi sınıfının ortaya çıkmasıyla devlet sendikalaşma fikrine yavaş yavaş kapılarını açınca Osmanlı’da ilk sendika faaliyetleri ‘cemiyet’ adı altında yardım kuruluşu görünümüyle başladı. Tam bir sendikal faaliyet olmasa da, ilk örnekler olmaları önemli.”
Bu süreçte…
Dokumacılık kenti Bursa’nın da, işçi-işveren ilişkilerinin gelişiminde büyük payı var.