Yıl 2009… Türkiye’nin her köşesindeki üniversitelerde öğrenim gören dağ yöresi öğrencilerinin oluşturduğu Ünidağ’ın dönem başkanı Reşat Karış bir kampanya başlattı.
Kampanyada…
“Bursa sosyo-ekonomik olarak gelişmiş kent, ama dağ yöresi öyle değil. O nedenle, dağ yöresini Bursa’yla aynı kategoride kabul etmek haksızlık. Yöre ikinci bölge kabul edilip teşviklerden yararlanması sağlanmalı.”
Biz de…
Kampanyayı bu sütunlardan duyurduk, hatta zaman zaman tekrarladık.
Salı akşamı…
Yazımızı bitirdiğimizde Reşat Karış aradı. Gelişmeyi de ondan duyduk:
“Yatırımlarda teşvik uygulamasında Bursa birinci bölgede, ama dağ yöresi ikinci bölgeye alındı. Böylece dağ yöresine yatırımlar teşvik alabilecek.”
Akşam da…
2009’da Ünidağ yönetimindeyken kampanyanın en aktif isimlerinden olan AK Parti Harmancık İlçe Başkanı Yakup Bayram aradı. O da heyecanlıydı.
Kampanyaya dönüştürdükleri “dağ yöresine teşvik” çağrısının 11 yıl sonra da olsa hedefe ulaşmasından memnundular, ama bir sıkıntıyı da dile getirdiler:
“Keles, Harmancık, Büyükorhan’ın teşvik kapsamına girmesinden çok mutluyuz. Fakat Orhaneli’nin kapsam dışı bırakılması içimize sinmedi.”
Sabah…
Bu dönem Bursa’nın siyasi otoritesi olan AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ile konuştuk.
O da…
“Çok sevindik, ama Orhaneli’nin olmaması bu sevincimizi yarım bıraktı” derken düşüncesini belli etti. Şu bilgiyi de paylaştı:
“Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanı Sayın Naci Ağbal’la konuştum. Teşvik uygulamalarında 61 kriter var. Orhaneli’nin endeks gösterge değerleri kıstasına takıldığı bilgisini aldım.”
Şunu da ekledi:
“Orhaneli’nin de kapsama alınması için girişimlerimizi sürdürüyoruz.”
Uygulamaya ilişkin de şunları söyledi:
“Teşviklerle; tasarrufların katma değere yönlendirilmesi, üretim ve istihdamın artırılması hedefleniyor. Keles, Harmancık, Büyükorhan’a yatırım yapan yatırımcılar vergi indirimi ve sigorta primi işveren desteği gibi konularda indirim elde edecekler. Bu yatırımların da alt limitleri var.”
