
1980 yılı bahar aylarıydı… Dönemin Bursa Valisi olan Zekai Gümüşdiş bir gün gazetecileri çağırdı. Yanındaki iki kişiyi “Beyler İmar Bakanlığı’ndan geldiler, Bursa’nın imar planlarını hazırlayacaklar” diye tanıttı.
Odada 2-3 gazeteciydik, gelen beylerin fotoğraflarını çektik. Gümüşdiş de bazı önerilerde bulunmaya başladı.
Bursa’nın özel bir kent olduğu sık sık vurguladı, Bursa Ovası’nın değerini tekrar tekrar anlattı, “Ova Koruma Çizgisi mutlaka olmalı” diye de ısrar etti.
1980 Temmuz’da askere gittik, 1982 Şubat’ta döndük. O yılın sonbaharında bir öğleden sonra Gümüşdiş’in makamındayken evrak getirdiler.
Gümüşdiş’in bir özelliği vardı. Bakanlıklar’dan gelen evrak postasını akşam saatlerinde mutlaka kendi açardı. O gün de postayı açarken “Müjde, Bursa’nın imar planları geldi” dedi. Planları masaya yayarken, “Bakalım Ova Koruma Çizgisi’ni koymuşlar mı?” diye de meraklandı.
Plancılar o çizgiyi koymuşlardı, ama aradan geçen 2.5 yılda bir daha Bursa’yı görmedikleri için kent ovaya doğru inanılmaz bir hızla, üstelik plan olmadığı için kaçak yapılaşmayla ilerlemiş, Ova Koruma Çizgisi de o gün için Zafer Mahallesi’nin tam ortasında kalmıştı.
Bursa çok hızlı, ama sağlıksız olarak kendiliğinden işte böyle büyüdü.
Sonrasında plan yapma yetkisi belediyelere devredildi, ama Bursa elden kaçtı ve o hastalıklı yapıyı düzeltmek için hala uğraşılıyor.
Söyleyeceğimiz şu:
Kentin üçte ikisinin kaçak yapıdan oluştuğu dönemden modern kente dönüşmek elbette kolay değil. Yeni bölgelerde disiplin sağlansa da, eski kent duruyor.
Çarenin kentsel dönüşüm olduğu da belli.
Üstelik…
Bursa’nın yalnızca birkaç bölgesinde değil, 80’lerde yoğun yapılaşan Çekirge ve zeytin bahçeleriyken o dönem sıfırdan oluşan Kükürtlü dahil, eski kent bölgesinin tamamı elden geçirilmek zorunda.
“Müteahhit çok demir koydu, fazla çimento kattı” avuntusu da kurtarmaz.
Elazığ’ın yıkıldığı, Manisa’nın sürekli sallandığı, İstanbul’un da korkusunun arttığı süreçte, asıl riskli Bursa için kentsel dönüşüm her şeyin önüne geçti.
Gördüğümüz kadarıyla…
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da bunun farkında ve adımlarını kentsel dönüşümü öncelik kabul ederek atıyor.
Zaten…
Kentsel dönüşümü doğru kararlarla sağlıklı bir şekilde yapabilirsek, ulaşım sorunu da, hava kirliliği de büyük ölçüde ortadan kalkacak.